Birmingham Üniversitesi'nden sağlık uzmanlarının düzenlemiş olduğu araştırmanın sonuçlarına göre yaygın kanının aksine, dengeli beslenen ve düzenli spor yapan kişilerin kilolu olsalar da sağlıklı oldukları iddiası gerçeği yansıtmıyor.
Bu yıl Portekiz'in Porto şehrinde gerçekleştirilen Avrupa Obezite Kongresi'nde konuşan uzmanlar, 3.5 milyon İngiltere vatandaşı üzerinde yapmış oldukları araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Buna göre obez kişiler, metabolizmaları sağlam da olsa kalp krizi ve ani felç risklerine normal kiloda olan kişilerden daha yatkınlar.
Kabul edilebilir fazla kilo diye bir şey söz konusu değil. Araştırmayı yürüten uzmanlar şimdiye kadar her üç obez kişiden birini tanımlamak için kullanılan "sağlıklı obez" tanımının yanıltıcı olduğunu, bu tanımın obez olmakla beraber diyabet ve kalp hastalıklarına daha az yatkın olan kimseler için sıklıkla ve yanlış olarak kullanıldığını belirtirken, söz konusu hastalıkların obezite sorunu yaşayan kimselerde genelde herhangi bir belirti vermeksizin ortaya çıktığına da dikkat çekiyor.
Benzer araştırmalar daha önce de yapılmıştı. Ancak dün Kongre'ye sunulmuş olan çalışma şimdiye kadar yapılmış olan araştırmaların en geniş zaman aralığına yayılmış olanı en kapsamlısı olarak öncekilerden ayrılıyor. 1995 ve 2015 aralığını kapsayan ve yaklaşık 3.5 milyon hastanın kaydının tarandığı çalışmada obez olup kan değerleri ve kolesterolü normal olan kişiler takip edildi ve bunların ne kadarında sonradan koroner kalp yetmezliği, inme ve periferal vasküler hastalıklara rastlandığına bakıldı. Elde edilen sonuç obez olmayan hastalarınkiyle mukayese edildiğinde, obezite sorunu olan hastalarda koroner kalp yetmezliğine bağlı hastalıkların normal kilodakilere göre yüzde elli, inme ve felçlerin yüzde yedi, kalp krizinin ise iki misli fazla olduğu görüldü.
Sunumu yapan doktor Rishi Caleyachetty'ye göre bu sonuç gösteriyor ki "Obez ama sağlıklı olunabileceği düşüncesi bir mitten ibaret."
Caleyachetty konuşmasında obezitenin tespitinde günümüzde en temel ölçüt kabul edilen ve kilonun boya bölünmesiyle hesaplanan boy-kilo endeksine de değindi. Kimi zaman atletlere ve formda olan kimselere normalin üzerinde değerler verdiği için eleştirilen ve güvenilirliği tartışmalı olan ölçek Caleyachetty'ye göre bazen yanıltıcı olabilse de genel tanı için halen en temel dayanağı teşkil ediyor. İngiltereli bilim adamına göre, ortada metabolik bir sorun olsun ya da olmasın, sağlık uzmanlarının esas görevi obezite sorunu yaşayanların kilo kaybını kolaylaştıracak ve bunun önemini anlatabilecek yöntemler geliştirmek olmalı.
Sputnik'in haberine göre, obezitenin sağlığı tehdit ettiği yolundaki uyarıların kaynağı Birmingham Üniversitesi'yle sınırlı değil. Sydney Üniversitesi'nden obezite ve beslenme uzmanı profesör Timothy Gill, obezite sorunu yaşayan kimselerin buna rağmen sağlıklı bir hayat sürebilmesini, bazı kimselerin sigara alışkanlığı olduğu halde akciğer kanserine yakalanmamasına benzetirken Dünya Kanser Araştırmaları Vakfı'ndan (World Cancer Research Fund) Susannah Brown da tehlikenin yalnızca kardiyovasküler hastalıklarla sınırlı olmadığına dikkat çekiyor. Obeziteyi derhal önüne geçilmesi gereken bir salgın olarak nitelendiren Brown, obezitenin prostat ve böbrek kanseri de dahil olmak üzere çok sık rastlanan 11 kanser tipini tetiklediğinin altını çiziyor: "Eğer İngiltere'de yaşayan herkes sağlıklı kiloda olsaydı, ülkedeki kanser vakalarında yılda 25 bin azalma olurdu."
Dünya Obezite Federasyonu da (The World Obesity Federation) bu ayın başında, neden olduğu hastalıklar dolayısıyla obeziteyi hastalık olarak tanıdığını resmen duyurmuştu. (cnntürk)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder