Skolyoz tedavisinde, son derece etkili egzersiz yöntemleri geliştirilmiştir
Skolyoz, omurganın yana doğru açılaşması veya eğrilmesi olarak basitçe tanımlanabilir. Bu eğrilik, genellikle ergenliğe girişteki ani büyüme döneminde oluşabiliyor. Günümüze kadar toplumun %3’ünde görülürken, ileri dönemde bu oran gençlerde gün geçtikçe azalan aktivite eksikliği sonucu, gövde kaslarının zayıflaması ile artma eğilimi gösterebilir. Skolyoz, aynı zamanda bir duruş bozukluğudur.
Skolyoz tedavisi hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları söyledi:
“Tedavide, korse kullanımı, terapatik egzersizler, duruş eğitimi veya bazı ciddi durumlarda ameliyata giden bir süreç izleniyor. Son dönemlerde, Skolyoz tedavisi ile ilgili son derece etkili egzersiz yöntemleri geliştirilmiştir. Scroth yöntemi ve benzeri bu yöntemler, skolyoz tedavisinde çığır açabilecek farklılıklar yaratabilmektedir ve mutlaka uzman fizyoterpistlerin gözlemi altında uygulanmalıdır. Günümüzde maalesef yüzme veya pilates’in, skolyozu tedavi edeceği anlayışı aktif durumdadır, ancak bu kesinlikle mümkün değildir. Çünkü hastalara verilen egzersizler, yaşa, cinsiyete, skolyoz tipine, tutulan bölgeye, açının yönüne ve derecesine göre farklılıklar göstermektedir” dedi.
Skolyoz nedenleri nelerdir?
Skolyozun nedenleri hakkında görüşlerini aktaran Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları belirtti:
“Nedenleri %80 vakada kesin olarak bilinememekle beraber, kalıtsal faktörler, doğum travmaları, bazı nörolojik hastalıklar veya gelişim bozukluğu hastalıklarının da buna neden olduğu düşünülmektedir. Tedavide, korse kullanımı, terapatik egzersizler, duruş eğitimi ve bazı ciddi durumlarda ameliyata giden bir süreç yaşanıyor. Hangi tedavi yönteminin uygulanacağı konusundaki önemli olan faktör, skolyoz açısıdır, eğer eğrilik 20-25 derece arasındaysa egzersiz ve fizik tedavisi, 25-40 derece arasındaysa korse kullanımı ve egzersiz tedavisi, ancak 40 derece üstünde ise cerrahi düşünülüyor. Burada altını çizmeyi istediğim bir konu, çocuklarımızın sağlıklı omurgaya sahip olmaları, yetişkin dönemlerini daha aktif ve sağlıklı geçirmelerinin en önemli anahtarlarındandır. Mutlaka çocuklarımızı gözlemleyelim ve erken dönem önlem alalım. Kız ve erkek çocuklarda görülme oranları birbirine benzerken, skolyoz açısının kötüleşmesi kız çocuklarda daha hızlı olabiliyor” diye konuştu.
Skolyoz’un belirtileri nelerdir?
Skolyoz’un genel belirtileri hakkında bilgiler veren Uzman Fizyoterapist Altan Yalım, şunları kaydetti:
“Skolyoz tıbbi gözlemde, yapısal olan ve yapısal olmayan başlıkları altında ikiye ayrılıyor. Yapısal olanda, kesin bir katılık söz konusudur ve omurganın çalışmasında kısıtlamalara neden olur ve burada eğrilik daha katıdır. Omurgadaki açı tek yönlü (C skolyozu) olabileceği gibi, çift yönlüde (S Skolyozu) olabiliyor. Yapısal olmayan skolyozda ise, omurga düzgün olarak çalışır, ama görünümü eğridir, yani aslında fonksiyon kaybı yoktur sadece görüntüde fark ediliyor. Genel skolyoz belirtilerine baktığımızda şunları söyleyebiliriz. Omuz seviyelerinde farklılık, kalça çizgilerindeki seviye farkı, köprücük kemiklerinden birisinin daha belirgin olması, göğüs kafesinde bir tarafın daha önde durması, başın orta çizgide durmaması, kıyafet duruşunda dengesizlik gibi durumlar mevcut olabiliyor. Bu saydığımız maddeler, ailenin çocuklarında gözden kaçırabileceği oranlarda hafif olarak olabileceği gibi, estetik olarak çocuğun görüntüsünü bozacak şiddette de olabiliyor” şeklinde konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder