Demir eksikliğinin anemi dışında yol açtığı en önemli sorunlardan biri çocuğun zeka gelişimi olumsuz yönde etkileyebilmesi.
Tüm dünyada en sık rastlanan besinsel eksiklik olan demir eksikliği, özellikle gelişmekte olan ülkelerde önemli bir halk sağlığı sorunu. Demir eksikliğinin tüm dünyada kaç çocuğu etkilediğine dair kesin bir veri olmasa da, anemi, demir eksikliğinin dolaylı bir göstergesi olarak kullanıldığında, gelişmekte olan ülkelerde okul öncesi çağdaki çocukların çoğunda ve gelişmiş ülkelerdekilerin de en az yüzde 30-40’ında demir eksikliği görüldüğü tahmin ediliyor.
Demir eksikliğinin anemi dışında yol açtığı en önemli sorunlardan biri ise çocuğun zeka gelişimi olumsuz yönde etkileyebilmesi. Acıbadem International Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İhsan Şehla, demir eksikliğinin zamanında fark edilmezse zeka katsayısındaki düşüklüğün ve zihinsel fonksiyon bozukluğunun kalıcı hale dönüşebileceği uyarısında bulunarak, “Bu nedenle özellikle ilk 2 yaşta çocuğun düzenli hekim takiplerinin atlanmaması çok önemli” diyor.
Zeka düşeyi 5 puan düşüyor
Demir eksikliğinde eritrosit, bir başka deyişle kan hücreleri yapımının etkilenmesinden çok önce merkezi sinir sistemindeki demir azalıyor. Bu azalma dopamin, serotonin ve noradrenalin gibi beyin hücrelerinin haberleşmesinde görevli olan maddelerin üretimi, fonksiyonu ve parçalanmaları için gerekli olan demire bağımlı enzimlerin aktivitesini bozuyor. Bunun sonucunda da, beynin hızla büyüdüğü ve temel psikomotor becerilerin kazanıldığı süt çocukluğu (1-12 ay) döneminde oluşan demir eksikliği zeka gelişimini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Öyle ki zeka katsayısı (IQ) kalıcı olarak, olması gereken düzeyin yaklaşık 5 puan altına düşebiliyor.
Bu belirtiler varsa, dikkat!
Peki ama demir eksikliği hangi sinyallerle kendini gösteriyor? Dr. İhsan Şehla, ebeveynlerin dikkat etmeleri gereken belirtileri şöyle sıralıyor: “Ciltte solukluk, huzursuzluk, iştahsızlık, kalp atımında hızlanma sorunu varsa, aileler zaman kaybetmeden hekime başvurmalı. Demir eksikliğinde ayrıca besin olmayan maddelerin yenilmesi (buz, toprak) veya duvar ve metal maddeleri yalama gibi belirtiler de görülüyor. Dikkatsizlik ve konsantrasyon güçlüğü gibi belirtiler de demir eksikliği için uyarıcı oluyor”
En sık görülen nedeni, hatalı beslenme
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İhsan Şehla, hatalı beslenmenin, bir başka deyişle demirin beslenme yoluyla yetersiz alınmasının demir eksikliğinin en sık görülen sebebini oluşturduğuna dikkat çekiyor. Çölyak gibi emilimi bozan bazı hastalıklar da demirin yetersiz alımına neden olabiliyor. Yoğun burun kanamaları, bağırsak polipleri ve bazı bağırsak parazitleri de demir kaybıyla sonuçlanabiliyor.
“Demir eksikliğine yol açan bir başka önemli etken de, artmış olan ihtiyaç” diyen Dr. İhsan Şehla sözlerine şöyle devam ediyor: “Prematüre doğanlarda ve süt çocukluğu döneminde demire olan gereksinim artıyor. Zamanında doğan bebeklerin demir depoları ilk 5-6 ay için yeterli oluyor. Ancak doğum ağırlıklarının 2 katına çıktıklarında, beslenmelerinde demir içeren besinlere ağırlık verilmezse demir depoları tükenmeye başlıyor. Bunun sonucunda da demir eksikliği gelişiyor”
6-12 aylarda demir takviyesi öneriliyor
Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye gibi demir eksikliğinin sık olduğu ülkelerde 6-12 aylarda demir takviyesi öneriyor. Amerikan Pediatri Akademisi de 9-12 ay arasında bir kez kan sayımı ve demir seviyelerinin kontrolü ile tarama yapılmasını tavsiye ediyor. Dr. İhsan Şehla, demir eksikliği saptandığı durumlarda tedavi şekline, kansızlık durumunun ağırlığına ve eşlik eden hastalıklara göre karar verildiğini belirtiyor.
Demir eksikliğinden korumanın 6 püf noktası
1. İlk 6 ay sadece anne sütüyle besleyin.
2. 6. ayda ek besinler vermeye başlayın. Bu besinler içinde kırmızı ve beyaz et, yumurta sarısı, karaciğer, baklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler gibi demirden zengin besinler bulunmasına dikkat edin.
3. Beslenmesinde demir emilimini kolaylaştıran limon, portakal, domates gibi C vitamininden zengin besinler bulundurun.
4. Demir emilimini azaltan çay ile ekmek kabuğu vermeyin.
5. Mümkünse 2 yaşına kadar ek besinlerle birlikte anne sütü vermeye devam edin ve inek sütünden kaçının.
6. 1 yaşından sonra günlük süt alımının 500 ml’yi geçmemesine dikkat edin.
(kaynak:milliyet.com.tr)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder