4 Aralık 2017 Pazartesi

Sedef hastalığı nedir? Sedef hastalığının belirtileri nelerdir?

Sedef hastalığının genetik geçişli bir cilt sorunu olduğunu belirten Dr. Mehmet İlteber Bahadır, hastalığın ortaya çıkmasındaki nedenleri ve belirtilerini sıraladı. 'Sedef hastalığının tedavisi yoktur' inanışının da doğru olmadığını belirten Bahadır, hastaların alması gereken önlemler hakkında bilgiler verdi.

Sedef hastalığının genetik geçişli olduğunu belirten Dr. Mehmet İlteber Bahadır, bu durumun ne anlama geldiğini şöyle açıklıyor: Genetik geçişin manası şudur; illa annede, babada, halada hastalık olacak diye bir şey yok. Hastalık 7 kuşak sonra da ortaya çıkabilir. Bir evde 4 kardeşin birinde olup, diğerlerinde olmayabilir. Yani “annemde veya babamda yok', bende nasıl olur” demeyin.
KİMLER RİSK ALTINDA?
“Sedef hastalığı her yaşta görülebilir ancak en çok adolesan çağ dediğimiz dönemlerde ortaya çıkar.” şeklinde konuşan Dr. Bahadır, hastalıkla ilgili kimlerin risk altında olduğunu sıraladı:
Sedef hastalığı kadınlarda en çok adolesan çağ, hamilelik ve hamilelik sonrası (annelik hormonlarının çekildiği) dönemde ortaya çıkar.
Erkeklerde ise gene en çok adolesan çağ ve sosyal-ekonomik çöküntü dönemlerinde ortaya çıkar.
SEDEF HASTALIĞINI TETİKLEYEN FAKTÖRLER
Stresin ve bazı ilaçların hastalığı tetiklediğini anlatan Bahadır, “Sedef hastalığını tetikleyen faktörlerin başında stres, bazı gıdalar ve alınan ilaçlar örnek olarak verilebilir. Sedef hastalığı cildin kısır döngüye girdiği bir hastalıktır. Örnek vermek gerekirse; ergenlik dönemini stresli geçiren kız çocukları, gençlik dönemlerinde vücudunda, kolunda, sırtında, bacaklarında sedef lezyonları yaşayabilir. Fakat genç hastanın stresli süreci bitip mutlu bir hayata devam ediyor olsa bile, hatta bu güzel süreç 20 yıl sürse bile, sedef lezyonları ciltte kalıcı olarak kalır. Çünkü cilt kısır döngüye girmiş, aşırı üretim ve dökülmelerle karakterize sedef hastalığı meydana gelmiştir. Sağlıklı bir cilt 28 günde bir kendini yenilerken, sedef hastalarında günde birkaç defa yeniler. Bunun sonucunda sedef hastalığının tipik görünümü olan sedef rengi kabuklanma ve pullanma oluşur” ifadelerini kullandı.

SEDEF HASTALIĞININ DOSTU: KURU CİLT
Sedef hastalığının çeşitleri hakkında da önemli bilgiler veren Dr. Mehmet İlteber Bahadır şöyle devam etti: Sedef hastalığının en sevdiği cilt yapısı kuru tip ciltlerdir. Sedef hastalığının pek çok çeşidi vardır. Hastalık en çok cildin darbe aldığı bölgelerde görülür.
Buna örnek vermek gerekirse diz, dirsek, ön kol, alt bacak ve saçlı derinin alınla birleştiği çizgiyi gösterebiliriz. Kuru ciltli bir hastada hastalığın tüm vücuda yayıldığını gözlemlerken, aynı tip sedefin yağlı ciltli bir hastada sadece diz ve dirseklerde sınırlı kaldığını görebiliriz. Cildin nemli veya kuru olması hastalığın yayılmasına direkt olarak etkendir.
Sedef hastalarının psikiyatrik destek tedavisi almaları gerektiğinin altını çizen Dr. Mehmet İlteber Bahadır hasta psikolojisinin önemini vurguladı.
Bahadır, “Mesela ilkbahar ve yaz döneminde hastaları bir telaş alır. Acaba bu yaz denize gidebilecek miyim?, rahatlıkla kısa kollu giyebilecek miyim?, arkadaşlarımın yanında kendimi rahat hissedebilecek miyim gibi. Kış aylarında da benzer travmatik sorular ve sorunlar oluyor. Tokalaşmaktan kaçınanlar, karşı tarafı rahatsız etmemek için uzun kollu giyinip vücudunu tamamen saklayanlar gibi. Bu hastalarda biz çok kısa bir dönem (3 ay gibi) psikiyatrik destek tedavisi öneriyoruz. Yaraların iyileşme döneminden sonra pek çok hastanın destek tedavisine ihtiyacı olmuyor” dedi.
“ÇOCUKLAR DAHA HIZLI TEDAVİ OLUYOR”
Sedefin bulaşıcı bir hastalık olmadığını anlatan Bahadır uyguladığı tedavi yönteminden bahsetti. Bahadır, “Sedef tedavi edilebilir bir hastalıktır. Hastalarıma tedavi süresinin 2,5 – 3,5 ay arasında olduğunu, ikinci, altıncı ve ondördüncü haftalarda hekimleri tarafından kontrol edilmeleri gerektiğini söylüyorum. Hastanın üçüncü randevuda (14. Hafta) tertemiz olması gerektiğini anlatıyorum. Çocuk hastaların tedaviye çok daha hızlı cevap verdiğini, yaşlı ciltlerin ise tedavilerinin 1 – 2 ay daha uzayabileceğini anlatıyoruz. 14 haftadan sonra yani ciltlerinin tertemiz olduktan sonra ise hastalara banyo sonrası özel bir cilt bakım programı uyguluyoruz. Bu süre ise ortalama olarak iki yıldır. Bu iki yıl bizim için çok önemli. Bu dönemde kendimize ait, her hastaya özel cilt bakım programı uyguluyoruz” şeklinde konuştu.
SEDEF HASTALARI NELERE DİKKAT ETMELİ?
“Hastalarımız tedaviye başladıktan sonra 6-8 aylık özel diyet programları var. Bunlar neler? Özellikle cilt altını kanlandıran yiyecek ve içecekleri yasaklıyoruz. Bunların başında alkollü içecekler, acılı, baharatlı yiyecekler, turşu, aşırı sirke kullanmak, domates, patlıcan, kızartmalar ve cipsler geliyor. Hastaların bu gıdalardan uzak durmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
(Kaynak:sözcü.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder