Diyetisyen Mine Özkazanç, kahvede bulunan kafeinin vücuttaki etkileri hakkında bilgi verdi. Kafeinin bu yüzyılda insan beslenmesinin bir parçasını oluşturan orta derecede bir uyarıcı olduğunu ifade eden Özkazanç, "Günümüzde kafein içeren yiyecek ve içecekler beslenme modelimizin büyüyen bir parçasını oluşturmaktadır. Birçok kişi sabah kahvesini içmeden uyanamaz, güne başlayamaz. Kahve kafeinin en önemli kaynağıdır. Kahveden yapılan latte, mocha ve capucino içecekleri de buna dahil edilebilir. Bu içeceklerdeki kafein miktarı, kahve çeşidine, miktarına ve kafeinli olup olmamasına göre değişmektedir. Kahve, kafeinin diüretik etkisinin olmasından dolayı iyi bir sıvı kaynağı değildir. Yani kafein, idrar yolu ile sıvı kaybını artırır. Ancak diüretik etkisi kafeinin miktarına bağlıdır. Kafein alımı artıkça sıvı atım miktarı da artmaktadır" dedi.
KAHVENİZİ SÜTLÜ ALIN
Kafeinin idrar ve dışkı yoluyla az miktarda kalsiyum kaybına da neden olduğunu vurgulayan Mine Özkazanç, "Bu miktar, normal bir kahvenin her kupası başına yaklaşık bir tatlı kaşığı sütteki kalsiyum miktarı kadardır. Bu olumsuz etkiyi azaltmak için, kahvenizi daha çok sütlü şeklinde tüketin. Ve bu kahveyi içerken, tam yağlı süt kullanmak yerine, kalsiyum içeriği daha yüksek olan yarım yağlı veya yağsız süt kullanılabilir. Aşırı kahve alımı, sinirliliğe, huzursuzluğa ve uykusuzluğa neden olabilir, kalp atım hızını artırabilir. Kafeinin bu etkileri uzun süreli değildir. Genelde 3-4 saat içinde atılır. Sağlıklı yetişkinlerin birçoğunda günlük 200-300 miligram kafein veya 2 kupa kahvedeki kafein miktarı fiziksel bir problem oluşturmamaktadır" diye konuştu.
İnsanların aşırıya kaçmadan kahve tüketebileceğini söyleyen Özkazanç, şöyle devam etti:
"Uyku problemi yaşayanlar veya kahve içtikten sonra sinirli hale gelen insanların kahveyi kesmesi akıllıca olur. Buna ek olarak, gebe ve emziklilik döneminde iseniz kahveyi kesmeniz gerekebilir. Gebelik süresince kafeine karşı bir hassasiyet gelişebilir. Herhangi bir sağlık sorununuz var ise, özellikle yüksek kan basıncı, gastrit veya ülseri olan bireyler kahve tüketimini diyetisyenlerine danışarak saptamalıdır. Demir eksikliğiniz var ise kahveyi öğünlerde değil, aralarda tercih edin. Yemekten bir saat sonra alınan kahve demir emilimini etkilemez. Ancak genel anlamda kahve yerine elinizin altında her zaman bir bardak su bulunması daha iyidir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder