Adana’da 4 yıl önce Mustafa Gökdam ile evlenen Sibel Gökdam’a eşinin işi dolayısıyla yaşamaya başladıkları Antalya Manavgat’ta ağustos ayında lenf kanseri tanısı konuldu. Tedavi için Adana’daki Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’ne başvuran kadının bir ay önce kanserli hücrelerin yapıştığı nefes borusunun 5 santimetrelik kısmı alındı.
YAPAY SOLUNUM İÇİN
Hastane Genel Cerrahi Servisi’nde 3 kişiden oluşan tıbbi kurul, durumu kritik olan Sibel Gökdam’a daha etkin bir tedavi için yapay solunum borusu nakli gerektiği ancak bu işlemin henüz Türkiye’de yapılamadığına ilişkin rapor verdi. Raporda, genç kadının refakatçisiyle İsveç’in Stockholm kentindeki Karolinska Üniversitesi’ne sevki uygun görüldü.
ANKARA’DAN DÖNMEDİ
Söz konusu raporun sağlık bakanlığı’nca onaylanabilmesi ve SGK’nın da tedavi masraflarını üstlendiğini gösteren teminat verebilmesi için Sibel Gökdam’ın hastalığı ve tedavisiyle ilgili bilgilerin yer aldığı dosyası, 2 hafta önce ‘hakem hastane’ olarak görünen Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildi.
‘HASTA GELMELİ’
Buradan da Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yönlendirilen dosyayı inceleyen heyet, “Hastanın gelmesi gerekir” dedi. Ancak bu sürede rahatsızlığı artan Sibel Gökdam, beklemeye daha fazyla dayanamadı ve geçen hafta hastanede yaşamını yitirdi.
‘Bürokrasiyi aşamadık’
EŞİNİ kaybeden Mustafa Gökdam, isyanını şu sözlerle dile getirdi: “Annesini soran oğluma, ‘O melek oldu’ diyorum. Eşim geri gelmeyecek ama başka insanlar bürokrasiyi aşmaya çalışırken ölmesin. Yaptığımız araştırmada yurt dışında tedavinin maliyetinin 6-8 milyon lira olduğu söyleniyor. Ben asgari ücretle çalışan biriyim. Bu tutarı karşılamayamazdım. Onay sürecinin 2 aydan fazla süreceği söylendiği için çalmadık kapı bırakmadım ama sonuç alamadım.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder