15 Haziran 2016 Çarşamba

Tüp bebekte başarıyı etkileyen faktörler

Tüp bebek tedavisi ile ilgili bilmeniz gereken her şey...


Türkiye’deki tüp bebek tedavisinde kullanılan teknolojilerin Avrupa ve ABD seviyesinde olması buradaki tedavilerin de başarı oranını yükseltiyor. Konu ile ilgili bilgiler veren Eurofertil Tüp Bebek Merkezleri Medikal Direktörü Üreme Sağlığı ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek, “son dönemde yenilenen genetik testler, embriyo, yumurta ve sperm dondurma işlemlerindeki gelişmeler, mikro akışkanlı çip uygulaması, serum tedavisi gibi çok önemli ve başarılı çalışmalar Avrupa ve ABD ile eş zamanlı olarak Türkiye'de de uygulanmaktadır. Bütün bu gelişmeler en kaliteli embriyoyu en uygun zamanda ve koşullarda transfer ederek maksimum gebelik şansını elde etmeyi hedeflemektedir. ” dedi

TÜP BEBEKTE BAŞARI NELERE BAĞLI?

Tüp Bebekte başarıyı etkileyen en önemli faktörlerden biri anne adayının yaşı. Anne adayının yaşı ilerledikçe tüp bebekte başarı dramatik biçimde azalıyor. Yaş ilerledikçe;

*Yumurtalıkların yaşlanması

*Döllenme oranında azalma

*Rahim iç zarının döllenen yumurtayı tutma yeteneğinin azalması

*Endometriozis hastalığı ve myomların görülme sıklığının artması

*Doğurganlığı etkileyebilecek cerrahi müdahaleler
artmaktadır.

Dünyada da henüz yeni uygulanan bir tedavi ile anne adaylarından adeta “altın yumurta“ elde edebiliyoruz. Bir kadının yumurta rezervi doğduğu anda belli olmaktadır ve bunu değiştirmek hiçbir şekilde mümkün değildir. Kadın kaç yaşında ise yumurtası da aynı yaştadır, yani kadınlar yaşlandıkça yumurtaları da yaşlanır. Hatta kimi zaman çok genç kadınlarda yaştan bağımsız olarak da yumurtalık yaşlanması görülebilmektedir. Yaşlanan yumurtalar da gebelik şansını çok önemli oranlarda azaltmaktadır.
Tüp bebek tedavisi uyguladığımız hastalarda 20-30'lu yaşlardaki anne adaylarından 8-10 yumurta toplarken, 40'lı yaşlardaki hastalardan yumurta toplama sayısı 1-2'ye düşmektedir.

DOĞURGANLIK NASIL KORUNUR?

Kadınların doğurganlıklarını korumak için yaşam tarzlarında yapabilecekleri bazı değişiklikler mevcut.

KİLO KONTROLÜ

Yapılan araştırmalar aşırı kiloların doğurganlığı olumsuz yönde etkilediğini gösteriyor. Kadınların sağlıklı beslenmeleri ve normal kiloda olmaları doğurganlık kouyucu önemli bir faktör. Öte yandan çok zayıf olmak da anne adayları için istenmeyen bir durum tıpkı fazla kilolar gibi aşırı zayıflık da anne olma yolunda engel oluşturabiliyor.

SİGARA

Sigara sağlıklı bir yaşam için zaten uzak durulması gereken zararlı bir madde. Ancak anne adayları için sigara bağımlılığında kurtulmak çok daha önemli. Zira sigara hem gebe kalmayı engelliyor hem de gebelik sürecini ve doğacak olan bebeğin sağlığını tehlikeye atıyor.

STRES

Çağımızın en önemli sorunlarından biri de stres. Gerek sosyal yaşam, gerekse çalışma koşulları nedeni ile anne adaylarının yaşadıkları stres gebe kalma sürecini olumsuz etkiliyor. Çiftlerin çocuk sahibi olmayı istedikleri halde gebeliğin oluşmaması da başlı balına bir stres faktörü bu nedenle anne adaylarının stres kontrolüne önem vermeleri ve gerekirse psikolojik danışmanlık almaları önemli.

ENFEKSİYONLAR

Vajina enfeksiyonları mantarlar, bakteriler yada bazı parazitler sonucu oluşabiliyor. Kadından erkeğe de bulaşabilen vajina enfeksiyonları erkekte sperm canlılığı ve hareketliliğini etkileyerek infertiliteye yol açıyor. Anne adaylarının bu tür sorunlar var ise en kısa zamanda bir uzman yardımı ile tedaviye başlamaları gerekir.

KADINLARIN HAZİNESİ: YUMURTA REZERVLERİ

Rahim yaşlanması değil, yumurtanın yaşlanması hamile kalmayı zorlaştırır. 30 yaşındaki bir kadının dondurulan yumurtaları 40 yaşına geldiğinde de aynı kalır, dolayısıyla rahmin yaşlanması döllenme işleminin gerçekleşmesini engellemez döllenme için yumurtanın genç kalması gerekir. Bu nedenle kadınların en önemli hazineleri ” yumurta rezervleri” olarak görülebilir.

Bugün için evli ve doğurganlığını ertelemek niyetinde olan kadınların özellikle 35 yaşın üzerindekilerin tüp bebek tedavisi yaptırıp döllenmiş yumurtalarını (embryo) dondurarak saklama seçeneğini ciddi olarak düşünmeleri gerekir.

Yumurta Dondurma Nedir?

Yumurta dondurma işlemi kadının yumurtalığından elde edilen yumurtanın (oosit) saklanarak ileride kullanılması amacıyla dondurulması işlemidir. Kadın yumurtalıklarından vajinal ultrasonografi yardımı ile toplanan yumurtaların laboratuvar ortamında vitrifikasyon yöntemi ile dondurulduğu bu yöntem, yumurtaların çok uzun bir süre muhafaza edilerek saklanmasını sağlamaktadır.

Kimler Yumurta Dondurabilir?

Önceleri yalnızca kanser tedavisi görecek hastalara yumurta dondurma izni veren Sağlık Bakanlığı, yeni yönetmelik düzenlemesi ile yumurta rezervi düşük olan tüm kadınlara “yumurtalarını dondurma hakkı” yani  ” anne olabilme şansı”  sağlıyor. Yumurta rezervi az olan genç, evli, bekâr her kadın yumurtalarını dondurup istediği zaman anne olma şansını elde edebiliyor. Daha önce bunun müddeti 5 yılla sınırlıydı. Bu süre şimdi 5 yıllık periyotlarda bakılarak limitsiz hale getirildi.

“PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA ALTIN ÇAĞ”

Tüp bebek uygulamasında embriyoya ait hücrelerin girişimsel yöntemlerle elde edilerek genetik hastalıklara veya kromozom sayısına yönelik tanı ve tarama işlemlerinin yapılması sağlıklı gebelik ve bebek elde etmek için çok önemli. Özellikle ileri anne yaşı söz konusu olduğunda genetik testler hayati önem taşımaktadır. Gebelik öncesi yapılan bu taramalar implantasyon öncesi genetik tanı/tarama (PGT) olarak adlandırılmaktadır. PGT yönteminde, kadından toplanan yumurta ve erkekten toplanan spermden mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemiyle oluşturulan embriyolardan normal kromozom sayısına sahip olanı anne rahmine yerleştirmeyi amaçlıyoruz. Böylece kromozom sayısına bağlı bozukluklar nedeniyle meydana gelen düşüklerin veya gebeliğin sonlandırılması ihtimalini azaltmayı hedefliyoruz.

Kromozomal inceleme için PGT yaptırmaya karar veren çiftten öncelikle embriyo elde edilmesi gerekmektedir. Embriyo gelişiminin 5. gününde embriyodan birkaç hücre embriyolog tarafından biyopsi ile alınarak hücreler “Kantitatif PCR” (q-PCR) yöntemi ile incelenmektedir.
Bu işlemde, kromozomların sadece sayısal analizi yapılabilmekte ve analiz sonucunda hücrenin içeriğindeki kromozomların sayısı belirlenmektedir.

Genetik uzmanı, kromozomların sayısal değerlendirilmesi sonucunda hücreleri normal veya anormal olarak belirtmektedir. İncelenen hücre, normal olarak belirlenirse, embriyoyu oluşturan diğer hücrelerin de normal olmasının beklenir.

Ailesinde ya da akrabalarında tanımlanmış bir genetik hastalığı bulunan ya da genetik hastalığa sahip çocuğu olan ailelerin çok dikkatli olması gerekmektedir. Bu ailelere şöyle bir çağrıda bulunmak isteriz;

“ – Bu test, hücrede bulunan tüm kromozomları (23 çift) sadece sayısal olarak incelemektedir. Dengeli veya dengesiz kromozomal bozukluklar, tek gen hastalıkları ve diğer genetik bozukluklar bu yöntemin içeriğinde yer almamaktadır. Eğer ailenizde, yakın akrabalarınızda veya sizlerde tanımlanmış bir genetik hastalık, genetik bir hastalığa sahip çocuğunuz/ çocuklarınız varsa bu durumu doktorunuza mutlaka bildiriniz! Bu durumlarda tanımlanmış genetik hastalığa özel daha ileri genetik tanı testleri yaptırmanız önerilmektedir.

Gebeliğin ilerleyen aylarında da ultrason bulgularına dayanarak doktorunuz gerekli görüldüğü taktirde bu teste ilaveten doğum öncesi (prenatal) genetik tanı önerebilmektedir. Bu prenatal testler ilk üç ayda koryon villus örneğinden (CVS) ya da ikinci üç ayda amniyon sıvısından yapılabilmektedir. “

Yeni genetik test ile taramalar embriyonun 5. Gününde yapılabilmektedir. Eskiden embriyonun 5. Gününde yapılan tarama testinin sonucunu yaklaşık 12 saat sonra alabiliyorduk bu durumda da sonuç olumlu çıksa bile embriyonun transferi için geçerli süre geride kaldığı için embriyo dondurularak bir sonraki ay transfer edilebiliyordu.

Yeni genetik tarama testinde 4 saat sonra sonuç almak mümkün. Böylece embriyoyu dondurmaya gerek kalmadan aynı gün içinde transfer edebiliyoruz.

Öte yandan söz konusu genetik tarama testi önceki testlerden çok daha ucuz, bu da aileler için önemli bir avantaj oluşturmaktadır. (Sözcü)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder