“Meme kanseri memenin duktus yani süt kanalı ile lobüller hücrelerinin anormal ve kontrolsüz şekilde çoğalması sonucunda gelişen bir kanser türüdür. Bu kontrolsüz çoğalma gösteren hücreler vücudun diğer bölgelerine yayılma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle kanser tanısı ne kadar gecikirse bu hücrelerin de vücuda yayılma yani metastaz ihtimali de artmaktadır. Meme kanserinin bazı semptomları vardır. Bu semptomlar; memede ve koltuk altında renk değişikliği ve deride kalınlaşma, meme boyutunda ve şeklinde değişiklik, meme derisinin portakal kabuğu görünümü ya da çekinti, meme başında çöküntü, meme başında kızarıklık, şişlik, döküntü, kanlı akıntı olarak sıralanabilir.”
DÜZENLİ KENDİ KENDİNE MEME KONTROLÜ ÖNEMLİ
“Meme kanserinin ilk safhalarında ciddi bir belirtisi olmaz, ancak ileri safhalarında ciltte kızarıklık, çekilme ya da ele kitle gelmesi gibi bulgular ortaya çıkar. Hastaların memedeki değişiklikleri fark etme aşaması da genellikle bu safhalara denk gelmektedir. İşte bu nedenle erken teşhis için meme kanserinin farkındalığını toplum genelinde yayılmasını sağlamak bu açıdan çok önemli bir hale geliyor. Özellikle 25 yaşından sonra kadınların ayda bir kendi kendine meme kontrolü yapması tavsiye edilir. 40 yaşından sonra ise yılda bir kez mamografi çekilmesi önerilir.”
MEME KANSERİNİN SEBEPLERİNİ YOK ETMEK MÜMKÜN DEĞİ
“İlk adet yaşının erken olması, 30’lu yaşlardan sonra doğum yapılması ve geç menopoz östrojene maruz kalma süresinin ve kanser riskinin artmasına yol açıyor. Modern toplumlarda meme kanseri sebeplerinin yok etmek mümkün değil. Çünkü meme kanserinin sebeplerinin en başında doğum geliyor. Östrojen hormonu 20 ile 30 yaş arasında çok daha aktiftir. Bu süre içinde gerçekleştirilen gebelik ve emzirme kadınların östrojene maruz kalma süresini azaltıyor. Tıbbi açıdan östrojene maruz kalma süresi kontrol altına alınmadığı için kadınların kansere karşı bilinçlendirilmesi önem kazanıyor. Aile geçmişi yani genetik miras, stres, bağışıklık sistemi zayıflıkları, obezite, sigara gibi birçok faktör östrojen düzeyinin artmasına neden olabilir.”
HEM KANSER HEM MEME ESTETİĞİ BİR ARADA
Doç. Dr. Bahadır Ege “Meme kanseri cerrahisinde meme dokusunun ve estetik olarak görünümünün korunması hedeflenir. Kanserli dokunun uzaklaştırılması ile meme estetiği bir arada yapılabilir. Son yıllarda ise meme cerrahisinde “onkoplastik cerrahi” kavramı ortaya çıkmıştır. Onkoplastik meme cerrahisi; meme kanseri nedeniyle yapılacak cerrahi bir girişimle birlikte, meme estetiğinin de birlikte yapılması demektir. Özellikle memenin tamamının alınması gereken durumlarda aynı ameliyatta memenin alınıp yerine yeni bir meme oluşturulur. Böylece meme kanseri hastalarının en önemli sorunlarından birisi olan beden bütünlüğünün bozulması sorunu ortadan kaldırılır. İsteğe bağlı her iki memeye uygulanan bu onkoplastik teknikler sayesinde her iki meme eskisinden daha estetik, dik ve simetrik olmaktadır. Bu sayede hastanın kansere yakalanma kaygısı azalarak yerini estetik operasyon coşkusuna bırakır. Böylece sağlanan moral ve pozitif motivasyon hastanın iyileşmesine yardımcı olur.” (arpanetmedya.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder