Ebeveynleri çocuklarında aniden ortaya çıkan ve bir süredir devam eden belirtiler ve 10 günden uzun süren ateş konusunda uyarıan Liv Hospital Çocuk Hematoloji-Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Apak, “Halsizlik, yorgunluk, kansızlık, diş eti ve burun kanaması, deride çarpma olmadan ortaya çıkan nedensiz çürükler, aşırı adet kanaması ve inatçı ateşi dikkate alın. Bu belirtiler lösemi işareti olabilir. Ancak lösemi, günümüzde artık korkulacak bir hastalık değil. Erken teşhis ve tedavi ile lösemiden bütünüyle kurtulmak mümkün” dedi.
Lösemi durumunda vücudun kendini savunamadığını ileri süren Prof. Dr. Hilmi Apak, "Lösemi hastalığı, daha çok bir enfeksiyon sonucunda, bağışıklık sistemi hastalığı olarak ortaya çıkar. Lökositlerin kontrolsüz çoğalması sonucu vücut kendini savunamayacak hale gelir, alyuvar ve trombosit gibi diğer kan hücrelerinin görevini aksatmasına yol açar. Hasta lösemi olduğunda kemik iliğinde alyuvar üretimi azalarak kansızlığa neden olur. Kemik iliği üretimi hastalığa bağlı olarak, düştüğünde trombositler azalır. Vücudumuzu kanamaya karşı koruyan pul şeklindeki hücreler olan trombositler azaldığında ise kolay kanama ve vücutta morarma gibi belirtiler ve ateş belirtileri de ortaya çıkabilir" diye konuştu.
"Belirtilere dikkat"
Apak şunları dile getirdi: "Lösemi belirtilerine benzer şikayetler her yaşta çocukta kolayca görülebileceği için ailelerin panik olmak yerine belirtileri dikkatlice gözlemlemeleri gerekir. Her çocuğun burnu kanayabilir ya da bacaklarında morluklar oluşabilir. Dikkat edilmesi gereken ise şikayetlerin ne kadar uzun süre devam ettiği olmalıdır. Örneğin, çocuğun burnu nezle olduğunda birkaç gün ve arada sırada kanayabilir. Ancak kanama daha uzun devam ediyorsa doktora gitmek gerekir. Bunun dışında 10 günden fazla süren ve düşürülemeyen ateş, vücut morluklarında artış ve morlukların bir türlü geçmemesi gibi durumlarda da çocukların doktor kontrolünden geçmeleri gerekir. Anormal bir durum saptanırsa; karaciğer büyüklüğü, koltuk altı, boyun ve kasıklarda beze oluştuysa, lenf bezlerinde büyüme oluyorsa ve kan sayımlarında şüpheli bir durum oluyorsa hastalar, hematoloji bölümüne başvurmalıdır."
Teşhis ve tedavi hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Hilmi Apak, "Lösemiden şüpheleniliyorsa öncelikle bir kan sayımı ve mutlaka mikroskop incelemesi yapılır. Şüpheli bir durum varsa o zaman kemik iliği alınarak inceleme yapılır. Patoloji laboratuvarında yapılan incelemeye göre eğer lösemiyse rastlandıysa, bunun hangi tip olduğunu anlamak için kemik iliği birkaç testten daha geçirilir. Kortizon ilaçları tedavinin en önemli kısmını oluşturuyor. Eğer bir akut lösemi kortizon tedavisine iyi cevap veriyorsa, diğer kemoterapi ilaçlarına cevap verme olasılığı da artıyor. Lösemi hastalığında, hastaların bağışıklık sistemi düşük olduğu ve kan verme ihtiyacı olduğu için, sürekli göz önünde ve doktor kontrolünde olmaları gerekir. Ayakta tedavi ile birlikte tedavi toplam iki yıl sürebilir. Hasta iki yıl boyunca hastalığın nüksüne karşın yakın takip altında tutulur. Tekrarlama durumu olduğu zaman hastalara daha yoğun bir kemoterapi uygulanarak, eğer gerekirse kemik iliği nakli yapılır" şeklinde konuştu.
"İlik nakli ilk tercih değil"
Lösemi teşhisi konulana hastaya kemik iliği naklinin ilk tercih olmadığını dile getiren Prof. Dr. Hilmi Apak, "Kemik iliği nakli lösemide ilk tercih olmuyor. Kemik iliği nakli hastadaki hücre tipine, tedaviye verdiği cevaba ve hastalığın tekrar ihtimaline göre tercih ediliyor. Başlangıçta kemoterapi, kemik iliği naklinden daha etkili bir yöntem. Ancak kemoterapi daha sonra etkisiz kalırsa, o zaman kemik iliği nakline doğru yol alınıyor. Kemik iliği naklinde, hastanın kemik iliğini sıfırlayacak kadar yüksek dozda kemoterapi veriliyor. Daha sonra, önceden bulunan uygun vericiden alınan sağlam kemik iliği, hastaya uygun şartlarda veriliyor. Genellikle akrabalardan alınan kemik iliğiyle yapılan nakiller yüz güldürücü sonuç verse de, akraba dışı uygun kemik iliği nakliyle de başarılı sonuçlar elde edilebiliyor" dedi. cnntürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder