Beş yaşındaki Tanzanyalı Malri aşırı kilolu. Annesi Fadhila için bu bir sorun teşkil etmiyor. Kendisi de aşırı kilolu olan anne, "Hepimiz biraz yuvarlak hatlara sahibiz. Bu ailenin bir özelliği" diyor.
Aile, başkent Kilimanjaro'nun kırsal kesimlerinde yaşıyor. Malri ağırlıklı olarak yağlı gıdalar ve karbonhidratla besleniyor; anne Fadhila sebze-meyvenin çok pahalı olduğunu söylüyor. Beş yaşındaki Malri'nin Beden Kitle İndeksi 30'un üzerinde ve bu değerlerle dünya genelinde obez olarak tabir edilen ve sağlık açısından riskli kabul edilen gruba dahil oluyor. Beden Kitle Endeksi 25'in üzerinde olanlar fazla kilolu, 30'un üzerinde olanlar ise aşırı kilolu (obez) kategorisinde değerlendiriliyor.
Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, her yıl 2,5 milyon kişi şişmanlığa bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Kaloriden yana zengin, besleyici mineral ve vitaminlerden yana fakir bir beslenme şeklinin diyabet, kalp-dolaşım hastalıkları ve kanserin çeşitli türlerine yakalanma riskini katbekat artırdığına dikkat çekiliyor. Dünya Sağlık Örgütü, şişmanlık ve obezitenin şimdiden açlıktan daha fazla ölüme yol açtığını vurguluyor.
ÇİFTE TEHLİKE: AÇLIK VE OBEZİTE
Malri'nin ülkesi Tanzanya, çifte beslenme sorunu olan ülkeler arasında sayılıyor. Yetersiz beslenen insanların sayısının çok fazla olmasından ötürü Tanzanya Dünya Açlık Endeksi'ne göre, durumun 'ciddi' olduğu ülkeler arasında kabul ediliyor. Öte yandan Tanzanya’da hastalık derecesinde şişmanların sayısı da hızla artıyor.
Çin ve Meksika gibi kalkınmakta olan ülkeler geçen yıllarda açlığın azaltılması mücadelesinde başarılı oldu; fakat bu ülkelerde aşırı kiloluların sayısı hızla yükseldi. Gıda ve beslenme konularında aktif uluslararası insan hakları örgütü FIAN'ın tarım uzmanı Roman Herre, bu durumun beslenme alışkanlıkları yüksek kalorili işlenmiş gıdaların tüketimi yönünde değişen ülkelerde artık olağan hale geldiğini belirtiyor. Uzman, "Örneğin hızlı pişen hazır makarnalar yoksullar tarafından alınıyor, zira geleneksel pirince göre daha ucuzlar. Ancak bu tür gıdaların ne ölçüde besleyici olduğunu sormak gerekiyor" diyor.
BİR İNSAN HAKKI OLARAK İYİ BESLENME
Açlıkla mücadelenin yanı sıra, iyi beslenme ve sürdürülebilir tarım da Birleşmiş Milletler'in yeni kalkınma hedefleri arasında yer alıyor. FIAN örgütüne göre, sadece açlığın değil, gıdaların kalitesinin de uluslararası gündemde yerini alma vakti çoktan geldi. Örgütten Roman Herre, "Beslenme konusuna insan hakları penceresinden yaklaştığınızda ve beslenme hakkının içeriğini sorguladığınızda, bunun insanların nitelikli gıdalara erişim hakkını da kapsadığını görüyorsunuz" diyor.
Yapılan araştırmalar, yetersiz beslenmenin küresel bir sorun olduğunu gözler önüne seriyor. Güncel Dünya Açlık Endeksi, kalkınmakta olan ülkeler ile az gelişmiş ülkelerdeki durumu gözler önüne seriyor. Endekse göre, gelişmiş sanayi ülkelerinin rengi beyaz, yani bu ülkelerin açlık sorunu yok. Fakat tam olarak da bu ülkelerde hastalık derecesinde aşırı kilolu insanların oranının yüksek olduğu göze çarpıyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün şişmanlık haritasında bu ülkeler kırmızı ve turuncu görünüyor.
Örneğin Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre, Amerikalıların üçte biri aşırı kilolu. Avrupa'da ise bu oran ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, beşte veya dörtte bir düzeyinde.
Sanayi ülkelerinde yanlış beslenmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan obezitenin, bir yoksulluk ve eğitim sorunu olduğu göze çarpıyor. Bu ülkelerdeki yoksulların sıklıkla aşırı yağlı, şekerli ve tuzlu ürünleri, hamburger, patates kızartması gibi fast-food gıdaları veya hazır çorba, tost ekmeği ya da dondurulmuş pizza gibi ucuz hazır gıdaları tükettiği görülüyor. Sonuç ise şişman olmasına karşın, dengesiz ve vitamin - mineraller açısından yetersiz beslenen çok sayıda kişi.
GİZLİ AÇLIK RİSKİ
Alman Açlıkla Mücadele Örgütü uzmanlarından Andrea Sonntag, yetersiz mineral ve vitamin alımı ile ortaya çıkan gizli açlığın dünya nüfusunun üçte ikisini etkilediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: "Kendinizi tok hissediyor, hatta açlık çektiğinizin ve önemli vitamin ve minerallerin vücudunuza almadığınızın farkında olmuyorsunuz." Uzman, özellikle yeterli ve dengeli beslenmeyen çocukların bunun sonuçları ile uzun süre mücadele ettiğini belirtiyor.
BESLENME KÜRESEL BİR SORUN
Rakamlar bir gerçeği ortaya koyuyor; dünya genelinde yaklaşık iki milyar kişi yetersiz besleniyor ve bir o kadarı da aşırı kilolu. Yani, insanların üçte ikisi yanlış besleniyor. Bunun kişisel sağlık ve uluslararası sağlık sistemleri üzerine olumsuz etkisi de cabası. Alman Obeziteyle Mücadele Derneği, obezitenin Alman sağlık sistemine 2020 yılına kadar getireceği ek maliyetin 25 milyar euro olacağı tahmininde bulunuyor. Uzmanlar, Almanya'da bir 'obezite salgını'ndan söz ediyor ve Almanların yarısından fazlasının fazla kilolu veya obez olduğuna dikkat çekiyor.
Bunun ana nedeni ise hareketin az, kalori alımının yüksek olduğu sağlıksız bir yaşam biçimi. Bu, yoksul ve zengin ülkelerin ortak sorunu. Yetersiz beslenen ve aşırı kilolu insanların sayısı artarken, sağlık sistemlerinin yükü de buna bağlı olarak ağırlaşıyor. ntvmsnc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder