Genetik özelliklerin kanser gelişimindeki etkisine ilişkin literatür sonuçları, meme kanserine yatkınlığı belirleyen BRCA-1 ve BRCA-2 genlerinde değişim olan kadınlarda meme ve yumurtalık kanserine yakalanma riskinin diğer kadınlara oranla çok daha yüksek olduğunu gösterdi.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Metin Şeker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, birçok kanser türünde çevresel etkenler ve beslenme alışkanlığının yanı sıra genetik faktörlerin de önemli yer tuttuğunu belirterek kanser gelişiminde genetik nedenlerin payının her kanserde farklılık göstermekle birlikte yaklaşık yüzde 3-10 arasında olduğunu söyledi.
Kanser tedavisindeki önemli gelişmelerden birinin de genetik testler olduğunu ifade eden Şeker, "Birçok kanser türünde genetik mutasyonların (değişiklik) rolü olsa da günümüzde genetik testler, meme kanseri, yumurtalık kanseri ve kalın bağırsak kanserlerinde yapılmaktadır." dedi.
Bilim dünyasının kemoterapinin neden olduğu yan etkilerden kurtulmak ve kanseri daha etkin tedavi edebilmek için hedefe yönelik ilaç çalışmalarına ağırlık verdiğini anlatan Şeker, bu ilaçların geliştirilmesinde kanser hücrelerine özgü genetik özelliklerin belirlenmesinin önem taşıdığını dile getirdi. Şeker, araştırmalarda kanser hücrelerine özgü birçok genetik değişikliğin tespit edildiğini aktardı.
Doç. Dr. Şeker, kanser tedavisinde genetik faktörlerin belirlenmesinin hasta için doğru ilaç seçimine katkı sağladığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Genetik inceleme, sadece ilacın belirlenmesi için fayda sağlamıyor. Bunun yanı sıra birçok kanserin gelişme riski de genetik testler yardımıyla önceden tahmin edilebiliyor. Kanser gelişme riski olan kişilere henüz hastalık gelişmeden birtakım tedaviler uygulanabiliyor. Bunun en güncel örneği BRCA gen testidir. Bu geni taşıyan kişilerde meme ve over (yumurtalık) kanseri riski oldukça yüksektir. Bu nedenle bu kişilere koruyucu cerrahiler önerilerek gelecekte olası kanser riski ortadan kaldırılabilmektedir."
Uluslararası araştırma sonuçları
Meme kanserine yatkınlık yaratan genlerin başlıca BRCA-1 ve BRCA-2 diye isimlendirilen genler olduğuna işaret eden Şeker, sağlıklı kişilerde normal hücrelerde bu genlerin DNA'nın stabilitesini sağlayarak kontrolsüz hücre büyümesini engellemeye yardımcı olduğunu ve bu nedenle tümör baskılayıcı özellik taşıdığını bildirdi. Şeker, bir kadının BRCA-1 veya BRCA-2 geninde tehlikeli bir mutasyon taşıması halinde, bu kişide hayatı boyunca meme ya da yumurtalık kanseri gelişme riskinin büyük oranda arttığına dikkati çekti.
Meme kanserine yatkınlığı ortaya koyan BRCA geninin, kanser gelişimine etkisini araştıran çok fazla sayıda uluslararası çalışma olduğunu dile getiren Şeker, şunları kaydetti:
"ABD Ulusal Kanser Dairesi'nin resmi yayın organı olan Journal of National Cancer Institute'de yayımlanan makaleye göre, 2 bine yakın BRCA-1 veya BRCA-2 mutasyonu olan kadında meme kanseri riski yüzde 60, yumurtalık kanseri riski 59 olarak bulundu. John Hopkins Üniversitesi tarafından yapılan ve BRCA mutasyonunun etkisini araştıran 10 büyük çalışmanın ortak sonucunda da BRCA mutasyonu olanlarda meme kanseri riski yüzde 57, yumurtalık kanseri riski yüzde 40 olarak tespit edildi."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder