3 Nisan 2015 Cuma

Estetik diş hekimliğinde yeni trend: Gülüş tasarımı

Günümüzde çağdaş insan modelinin diş hekiminden estetik anlamda yüksek beklentileri var.


Çalışmalar göstermiştir ki tedavilerle  daha güzel bir görüntüye kavuşan hastaların kendilerine olan özgüveni artar, toplumdaki duruşları olumlu anlamada değişir.

Basında bir çok kez tedavi detaylarıyla ilgili bilgi paylaşımları yapılmaktadır. Bilim ve teknolojideki gelişmelerin yansıması  olarak özellikle adeziv diş hekimliğinde ve dental seramiklerde yenilikler her geçen gün literatüre girmektedir. ( ön grup kopozit uygulamaları, feldspatik porselen uygulamaları,kristal yapısı güçlendirilmiş seramik uygulamaları vb.)

Diş Hekimi Muhammed Saka günümüzde yapılan uygulamaların önemli birkaç püf noktasını şu şekilde anlatıyor: “Bunlardan bir tanesi alt yüz, orta yüz ve üst yüz yüksekliklerinin birbirlerine oranlarının çeşitli faktörler sebebiyle bozulduğu vakalardır.

Diş kayıpları, hatalı planlanan protezler, yıllara bağlı diş aşınmaları ve bruksizm gibi dişlere ciddi travma uygulayan tablolarda biraz önce bahsettiğimiz yüz oranlarında dengesizlik meydana gelir.Bu durumlar da genellikle daha çok kuvvete maruz kalan üst  çene dişlerinde aşınmalar meydana gelir.

Hastanın yüz yüksekliği azalır, yumuşak doku profilinin tonusu azalarak  yüzde çöküntüler ve kırışıklıklar meydana gelir, dudak çizgileri silikleşir,  çene ucu belirginleşerek hastada yaşlı bir ifade oluşur.Hastalar bu durumları çoğu zaman yaşları ile paralellik gösteren normal durumlar olduğunu düşünürler.

Olayın dişlerle alakalı olduğı akıllarına gelmez. Bozulan bu dengenin düzeltilmesi hastaya daha genç daha dinamik daha neşeli bir duruş kazandırır. Bu çok önemli bir kazanımdır. Sadece hastanın dişlerinin değil yumuşak doku ve kas sisteminin de yeniden eski haline getirilmesi sağlanmış olur.Çoğu durumda plastik cerrahi ciddi operasyonlarla bu etkiyi vermeye çalışmaktadır.

Dikkat çekmek istediğim önemli bir nokta da yüzündeki kırışıklıklardan, çöküntülerden, cildindeki gerginlik kaybından, dudaklarındaki silik görünümden şikayetçi olup bu anlamada estetik operasyon geçirmeyi planlayan izleyicilerimizin ilk önce bir protez uzmanına danışmaları hatta estetik cerrahiyi gerçekleştirecek doktorun protez  uzmanıyla konsultasyon halinde olmaları gerekmektedir. Diş estetiği olarak nitelendirilmesine rağmen bizim yaptığımız işlem tam anlamıyla yüz estetiğidir.” Dedi

Estetik çalışmalarda insanlar daha çok hangi gölgelere uygulama yapılmasını tercih ediyor?

Diş Hekimi Muhammed Saka bu soruya şu cevabı verdi: “Sadece ön bölgede görünen dişlerin rengini formunu boyutunu değiştirebilirsiniz, hastayı bu anlamda memnun da edebilirsiniz. Fakat görünmeyen bölgedeki diş ilişkilerinin görünen bölgedeki diş estetiğini  direk etkileyen faktörlerden önemli bir tanesi olduğunu gözardı etmiş olursunuz.

 Arka bölgelerdeki diş ilişkilerinin bozulması, ön bölgedeki dişlerin konumunu, formunu ve büyüklüğünü direk etkileyecektir. Bu şekilde uygulamanın sınırını sadece gülme hattından çıkarıp çene hareketleri,  eklem anatomisi ve yüz oranlarını da düşünerek tedaviye daha geniş bir perspektiften bakan bir mühendislik anlayışı kazandırmış oluruz.” Dedi

Diş Hekimi Muhammed Saka sözlerine şu şekilde devam etti: “Önemli olan kişiye bir başkasının estetik imajını kazandırmak değildir. bu gerçekçi bir talep değildir.

 Bunu gerçekleştirmeye çalışmak gibi bir misyonla tedaviye  başlarsak,daha  başlangıçta yanlış bir yola sapmış oluruz.Her kişinin estetik ifadesi kendisine özgüdür.Doğrusu kişiye özgü karakterleri, oranları, formu ve rengi yakalayabilmektir.” (milliyet.com.tr)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder