Ünlü oyuncu Özgü Namal'ın geçtiğimiz hafta içinde oğlu Nefes'i hipnoz yöntemiyle evinde dünyaya getirmesiyle konu gündeme gelmiş, anne adayları kadar tıp dünyasında da bu doğum yöntemi tartışılır hale gelmişti.
Son yıllarda yurt dışında başlayan, ülkemizde de özellikle sosoyete arasında hızla yaygınlaşan evde doğum modasının temelinde "Ev-Sığınak-Güven" bilinçaltı kodlamasının yattığını vurgulayan uzmanlar, buna karşın güven ararken steril olmayan ev ortamlarında enfeksiyon riskinin de beraberinde geldiğinin altını çiziyorlar.
Helpa Akademi Kurucusu Klinik Psikolog Gülşah Sam Orhan da, doğumun altında güven duygusunun yattığını belirterek, steril ortamdan uzak kalmanın sakıncalarına da dikkat çekiyor. Ve ekliyor: "Evde doğum özellikle sosyete arasında hızla yayılıyor. Ancak hipnodoğum veya doğum koçundan yardım alarak hastanede güvenli ellerde doğum, en doğrusu" diyor.
Doğumlarda sezaryanın pek çok kişiyi ameliyat psikolojisine sokarak, doğumdan korktuğunu, sancı korkusunun sezaryene, ameliyat korkusunun evde doğuma yönlendirebildiğini vurgulayan Psikolog Gülşah Sam Orhan, buna karşın geçmişte ninelerimizin "Tarlada doğurur, sonra işine devam eder" mantığının günümüz şartlarında geçerli olmadığının da altını çiziyor.
Uzun süredir hipnodoğum ve doğum koçluğu hizmeti veren Klinik Psikolog Gülşah Sam Orhan, evde doğum modasının önümüzdeki günlerde çok sayıda kişi tarafından tercih edileceğini tahmin ettiklerini, bunun altında yatan en önemli sebeplerden birininde doğum yapacak olan annelerin genellikle ameliyat odalarını "Ölüm soğukluğu"na benzetmelerinden kaynaklandığını vurguluyor.
"Burada zihnimizin bizi korkulara itmesinin en büyük sebeplerinden biri "Anesteziden uyanamama" korkusudur. Kişiler anestezi altına girdiklerinde kontrollerini kaybedeceklerini ve bir daha uyanamayacaklarını düşünürler" diyen Orhan, ev ortamının bu tarzda düşünenlere daha güvenli geldiğini de söyleyerek; "Bu nedenle yurt dışında çok sayıda kadın bu güvenli ortamın bebek ve anne sağlığı açısından daha iyi olacağını düşünerek evde doğuma yöneliyor. Ancak hijyen olmadan doğum anında ölen kadınların hikayeleri azımsanmayacak kadar çok" diyor.
Bunların en büyük sorumlusunun doğumların işi ehli olmayan kişilerce yapılmasından dolayı doğum anında ve sonrasında annenin enfeksiyonlara açık hale geldiğini, hatta bazen bu enfeksiyonların hayatı tehdit edici noktalara ulaştığını vurgulayan Psikolog Gülşah Sam, doğumun sezaryen veya normal doğum olmasına bakılmaksızın hastanenin steril ortamında yapılması durumunda, bu tarz komplikasyonların engellenebileceğinin önemine değiniyor.
Hastanede korkusuz doğumun hipnodoğum ve doğum koçluğu olmak üzere iki yolu olduğunun vurgusunu da yapan Gülşah Sam, konuyla ilgili yaptığı açıklamasında: "Hipnodoğum kişinin bilinçaltı kodlamalarını silme tekniğiyle doğum korkusundan arınarak doğuma girmesidir. Bu teknik ameliyat korkusu olan bireylerde de rahatça kullanılır. Size güç ve motivasyon veren bir doğum koçunuzun olması ise her zaman kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Doğum koçunuz doğumda ve sonrasında emzirmeyi de kapsayan süreçte annenin yanında olacak ve kendisine yapması gerekenleri öğretecek. Böylece anne, doğum stresine girmeden rahat bir doğum geçirebilecek."
milliyet.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder