BAU Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç’ın kongre başkanlığını, Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Departmanı’ndan Prof. Dr. Erdener Timurkaynak’ın da onursal başkanlığını yaptığı 6. ISMA (International Symposium on MicrosurgicalAnatomy)Kongresi, dünyada beyin cerrahisinin öncü konumunda olan otoriteleri bir araya getirdi.
Prof. Dr. Türker Kılıç, Türkiye’nin beyin cerrahisi alanında yayın sayısı açısından dünya sıralamasında ilk 6 – 10 arasında yer aldığının altını çizdi. Türkiye’de beyin cerrahlarının dünya bilimine en fazla katkıda bulunan hekimler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi:
“Son yıllardaki moleküler biyoloji ve genetik alanındaki gelişmeler kişiye özgü tedavi anlayışını doğurdu. Geldiğimiz noktada sadece her hastanın değil, her tümörün de kendine özgü bir canlı olduğu fikri gelişti. Bu nedenle cerrahiyi anatomik olarak kişiye özelleştirmek yetmez, tedaviyi biyolojik olarak tümöre de özelleştirmek gerekir. Bu alandaki klinik uygulamaların beyin tümörleri ve hipofiz adenomlarının tedavisinde yakın gelecekte yer bulacağına inanıyoruz.”
“BEYİN TÜMÖR BANKALARI” YENİ İLAÇLARA HİZMET EDECEK
Beyin tümörlerine yönelik kişiye özgü tedavilerin geliştirilebilmesi için beyin tümör bankalarına ihtiyaç olduğunu belirten Prof. Dr. Türker Kılıç, ülkemizde bu konuda dünyanın en zengin doku bankalarından birine sahip olduğumuzu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Söz konusu bu bankalar sayesinde ameliyatta elde edilen tümör dokusunun genetik analizi, moleküler tanımlaması yapılarak uygun olabilecek ilaç tedavileri konusunda klinikte uygulanabilecek araştırmalar yapılabilmektedir. Beyin tümör bankaları, hem bu alanda bilgi üretebilmek amacıyla hastalıklı beyin dokusunun biriktirilmesine hem de deneysel kullanıma hazır tutulmasına olanak vermektedir.”
Prof. Dr. Türker Kılıç, Türkiye’nin beyin cerrahisi alanında yayın sayısı açısından dünya sıralamasında ilk 6 – 10 arasında yer aldığının altını çizdi. Türkiye’de beyin cerrahlarının dünya bilimine en fazla katkıda bulunan hekimler olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi:
“Son yıllardaki moleküler biyoloji ve genetik alanındaki gelişmeler kişiye özgü tedavi anlayışını doğurdu. Geldiğimiz noktada sadece her hastanın değil, her tümörün de kendine özgü bir canlı olduğu fikri gelişti. Bu nedenle cerrahiyi anatomik olarak kişiye özelleştirmek yetmez, tedaviyi biyolojik olarak tümöre de özelleştirmek gerekir. Bu alandaki klinik uygulamaların beyin tümörleri ve hipofiz adenomlarının tedavisinde yakın gelecekte yer bulacağına inanıyoruz.”
“BEYİN TÜMÖR BANKALARI” YENİ İLAÇLARA HİZMET EDECEK
Beyin tümörlerine yönelik kişiye özgü tedavilerin geliştirilebilmesi için beyin tümör bankalarına ihtiyaç olduğunu belirten Prof. Dr. Türker Kılıç, ülkemizde bu konuda dünyanın en zengin doku bankalarından birine sahip olduğumuzu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Söz konusu bu bankalar sayesinde ameliyatta elde edilen tümör dokusunun genetik analizi, moleküler tanımlaması yapılarak uygun olabilecek ilaç tedavileri konusunda klinikte uygulanabilecek araştırmalar yapılabilmektedir. Beyin tümör bankaları, hem bu alanda bilgi üretebilmek amacıyla hastalıklı beyin dokusunun biriktirilmesine hem de deneysel kullanıma hazır tutulmasına olanak vermektedir.”
Harvard Tıp Fakültesi Brigham and Women’s Hospital Kafa Tabanı Cerrahisi Birimi Direktörü Prof. Dr. Ossama Al – Mefty, son yıllarda beyin tümörlerinin tedavisinde önemli yollar alındığını belirterek, “Tümörün dilini daha da iyi anlamak için yeni cerrah ve bilim insanlarına ihtiyacımız var” diye konuştu.
“TÜMÖRÜ KÜÇÜLTEN İLAÇ TEDAVİLERİ YENİ BİR ÇIĞIR AÇTI”
Bonn Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Departmanı Başkanı Prof. Dr. Johannes Schramm da beyin tümörlerinin tedavisinde giderek daha fazla ilaç kullanmaya başladıklarını ifade etti. Prof. Schramm, “Özellikle tümörün küçültülmesine önemli bir rol oynayan ilaçlar, hipofiz adenomlarının tedavisinde yeni bir çığır açtı” dedi.
“BİRÇOK HASTALIKTA ÖLÜM ORANI DÜŞTÜ”
Epilepsi cerrahisinde de tıpkı Parkinson hastalığının tedavisinde olduğu gibi hastalara takılan küçük bir elektrot sayesinde epilepsi ataklarının önlenebildiğini anlatan Prof. Dr. Schramm, birçok hastalıkta ölüm oranının yüzde 10’lardan yüzde 1’in altına indiğini sözlerine ekledi.
İsveç Karolinska Hastanesi Nöroşirürji Departmanı Başkanı Prof. Dr. Tiit Mathiesen de tümörün biyolojik olarak daha iyi anlaşılabilmesi için teknolojik olanaklarla yeni yollar aradıklarını belirtti.
“TÜMÖRÜ KÜÇÜLTEN İLAÇ TEDAVİLERİ YENİ BİR ÇIĞIR AÇTI”
Bonn Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Departmanı Başkanı Prof. Dr. Johannes Schramm da beyin tümörlerinin tedavisinde giderek daha fazla ilaç kullanmaya başladıklarını ifade etti. Prof. Schramm, “Özellikle tümörün küçültülmesine önemli bir rol oynayan ilaçlar, hipofiz adenomlarının tedavisinde yeni bir çığır açtı” dedi.
“BİRÇOK HASTALIKTA ÖLÜM ORANI DÜŞTÜ”
Epilepsi cerrahisinde de tıpkı Parkinson hastalığının tedavisinde olduğu gibi hastalara takılan küçük bir elektrot sayesinde epilepsi ataklarının önlenebildiğini anlatan Prof. Dr. Schramm, birçok hastalıkta ölüm oranının yüzde 10’lardan yüzde 1’in altına indiğini sözlerine ekledi.
İsveç Karolinska Hastanesi Nöroşirürji Departmanı Başkanı Prof. Dr. Tiit Mathiesen de tümörün biyolojik olarak daha iyi anlaşılabilmesi için teknolojik olanaklarla yeni yollar aradıklarını belirtti.
ISMA Kongresi'nde Nobel Ödülü alan Prof. Dr. Aziz Sancar da unutulmadı. Kongrenin açılış oturumunda, Prof. Dr. Sancar'ın hayat hikayesini anlatan kısa bir video gösteriminin ardından, dünya bilimine yaptığı katkılardan ötürü Türk bilim insanlarının teşekkürleri sunuldu. (ntvmsnc)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder