22 Ekim 2015 Perşembe

Skolyoz her 10 genç kızdan birinin sorunu

Halk arasında omurga eğriliği olarak bilinen skolyoz, daha çok ergenlik çağındaki kızlarda görülüyor. Her 10 genç kıza karşı 1 genç erkekte ortaya çıkıyor. Ameliyatla tamamen düzeltilebilen skolyaza zamanında müdahale edilmemesi ise kişinin bu sorunu ömür boyu “sırtında taşıması” anlamına gelebiliyor.

Skolyoz, önden arkaya bakıldığında dümdüz olması gereken omurganın sağa ya da sola doğru 10 dereceden fazla eğilmesi durumu. Vakaların % 80 ile 85’inde sebep bilinmiyor. Omurga Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Aydoğan, skolyozun bilinen nedenlerini şöyle aktarıyor: “Anne karnında omurganın gelişimi sırasında görülen duraklamalar, omurların birbirine bitişik olması, kama şeklindeki omurga yapısı, spastik çocuklarda görülen spastisite ve çocuk felci geçirenlerde bir taraftaki kasların felç olması.” 

SKOLYOZ AKCİĞER KAPASİTESİNİ DÜŞÜRÜYOR

Skolyoz sağlıklı çocuklarda görülebilen bir problem olduğu için genellikle ağrısız seyrediyor ve başlangıçta belirti vermiyor. Ergenlik çağının hemen öncesinde omuzlardaki dengesizlik gözle görülür hale geliyor.
Dr. Aydoğan’a göre, çocuktaki skolyozu belirlemede en önemli görev ailelere düşüyor: 

50 DERECENİN ÜZERİNDE KALP PROBLEMLERİ YAPIYOR

“Çocuk her iki kolunu yana sarkıttığında belden olan uzaklığı birbirinden farklıdır; bir taraf gövdeye yakınken bir taraf açılır. Öne eğilip yerden bir şey almaya kalktığında kürek kemikleri arasında mesafe farkı vardır. Eğer eşlik eden bir kifoz (kamburluk) varsa öne eğildiğinde dik duramama problemi de görülür. Başlangıç dönemindeki skolyozda fiziksel kapasite ve genel sağlık durumu olumsuz etkilenmez; ancak ilerleyen dönemde skolyoz 50 derecenin üzerine çıkarsa kalp ve akciğer problemleri yaşanması kaçınılmazdır. Skolyoz akciğer kapasitesini küçülttüğü için göğüs kafesini de daraltır. Sağlıklı bir insanın kolaylıkla atlatabileceği grip, akciğer enfeksiyonu gibi hastalıkları daha uzun sürede atlatırlar. Özellikle kız çocuklarında görülen skolyoz, estetik kaygıları da beraberinde getirdiği için bu çocuklar daha içine kapanık olur, iş bulmada problem yaşar ve çoğu evlenmeden hayatına devam eder.” 

AİLELER İPUÇLARINI DİKKATE ALMALI 

• Çocuğunuz soyunduğunda omurga çıkıntıları düz orta hatta görünmüyorsa, 
• Her iki kolunu yanlarına aldığında biri leğen kemiğinden uzak, biri vücuda bitişikse ve bunu kontrol edemiyorsa, 
• Omuzlarında bir asimetri varsa, 
• Çantasını sürekli yukarıda olan omzuna asma ihtiyacı duyuyorsa,
• ‘Öne doğru eğil’ dendiğinde kürek kemikleri arasındaki mesafe farkı görünüyorsa skolyozdan şüphelenip bir hekime başvurulması gerekir.


KORSE KİŞİYE ÖZEL OLMALI

Tanıda genellikle röntgen tetkiklerinin kullanıldığına değinen Doç. Dr. Mehmet Aydoğan, eğriliğin derecesi, hastanın yaşı, eğriliğin artış oranı gibi kriterlere göre takip mi cerrahi tedavi mi yapılacağının kararlaştırıldığını söylüyor: “Skolyozun derecesi takip edilmelidir. Kişi kemik gelişimini tamamlamış bile olsa skolyozunun ilerleyebileceği unutulmamalıdır, bu nedenle takip çok önemlidir. 
Bu süreçte oluşan skolyozun ilerlememesi ve omurga etrafındaki kasları güçlendirmeye yönelik olarak fizik tedavi ve rehabilitasyon egzersizleri için yönlendirilerek 4-6 ayda bir takiplerine bakılır. 

Hastada 30-35 derecelik bir eğilme söz konusu ise korse tedavisine başlanır. Korse ameliyat dışı yöntemlerden eğriliğin ilerlemesini engellediği kanıtlanmış tek tedavi yöntemidir. Hekim kontrolünde iyi bir ortez protez uzmanıyla birlikte kişiye özgü yapılması gerekir. Kişinin vücudunun kalıbı alınarak korse yapılır ve korseyle film alınarak korsenin hastanın skolyozunu ne kadar düzelttiği görülür. Korsenin kaç saat giyileceğinden, omurgayı itecek dirseklerin özelliklerine ve korsenin nasıl giyilip çıkarılacağına kadar tüm detayların düzenlenmesi gerekir. Çocuk okul dönemindeyse 8 saatlik okul süresi dışında geriye kalan 16 saatin tamamını korse takarak geçirmelidir. Okula gitmeyen çocuklarda korse takma süresi 23 saate kadar çıkabilir.”

AMELİYAT NE ZAMAN YAPILMALI?

• 35 derece olan skolyoz, hasta düzenli korse kullandığı halde 6 aylık periyotlarda izlendiğinde ilerlemeye devam ediyorsa,
• 6 ayda bir beş derecenin üzerinde artış gösterdiyse, 
• Belde görülen skolyozun derecesi 40 ve üzeriyse, 
• Sırt bölgesindeki skolyozun derecesi 45 ve üzerindeyse ameliyat düşünülüyor.

Omurgayı düzeltmek için vidalar ve iki titanyum çubukla omurların düzgün bir şekilde birbirine kaynamasını sağlamaya çalıştılarını dile getiren Dr. Aydoğan, “Skolyoz ameliyatlarında tecrübeli bir uzman ve iyi hastane imkanlarıyla günümüzde % 100’e yakın başarılı sonuçlar alınmaktadır. Skolyoz ilerlemesine rağmen tedavi edilmiyorsa gelecekte kalp ve akciğer fonksiyonlarını olumsuz yönde etkileyeceği için hastanın ameliyat olma şansını da kaybetmesine neden olabilir. Skolyoz ameliyatı sonrası ameliyat edilen bölümde esneklik konusunda hassasiyet olduğu için jimnastik ve benzeri omurga esnekliğini zorlayan sporlar yapılmadığı sürece hasta hayatına kolaylıkla devam edebilir” diyor. ntvmsnc

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder