Baş dönmesi yani vertigo, yaşam kalitesini alt üst ederek hayatı çekilmez hale getirebiliyor. Beyin, kalp ve damar hastalıklarına dek çok sayıda nedenden kaynaklanabiliyor ancak sorun, yüzde 90 iç kulaktan köken alıyor.
Toplumda çok sık görülen ve hastaların sıklıkla “Acaba beyin kanaması mı oldum?”, “Kafamın içinde bir tümör mü var?” gibi endişelere kapılmasına neden olan vertigo, baş dönmesi anlamına geliyor. “Bana vertigo tanısı kondu” ifadesi ise gerçeği yansıtmıyor. Çünkü KBB Uzmanı Prof. Dr. Haluk Özkarakaş, vertigonun bir hastalık değil, çoğunlukla iç kulağı etkilemekte olan hastalıkların veya durumların bir belirtisi olduğunu belirterek, bu nedenle altta yatan sebebin mutlaka araştırılması gerektiğini söylüyor.
İç kulaktan kaynaklanan bir baş dönmesi durumunda bilinç kaybı beklenmediğini belirten Prof. Özkarakaş, “Baş dönmesi veya denge bozukluğu hissi olan bireyde bilinç kaybı, göz kararması da olmaktaysa veya çevresindekilerce fark edilmişse nörolojik veya metabolik (kan şekerinin düşmesi) gibi durumlar akla gelmelidir” diyor.
Beyin damar hastalıklarından kalp ve damar hastalıklarına dek baş dönmesine neden olan pek çok durum olduğunu, ancak gerçek vertigonun yüzde 90 iç kulaktan kaynaklandığını vurgulayan Özkarakaş, sanılanın aksine hastalıkların önemli bir bölümünün kolay tedavi edilebilir nitelikte olduğunu söylüyor, vertigonun en önemli nedenlerine dikkat çekiyor.
POZİSYON İLE GELİŞEN BAŞ DÖNMESİ
İyi karakterli, zaman zaman gelip geçici, belli pozisyonlarda ortaya çıkan ve birkaç saniye süren baş dönmesi olarak tanımlanıyor. Tedavisi özgün manevralar ile yapılıyor. Bu manevrayı takip eden gün kontrol edilen hastaların iyileşme oranı yüzde 92 seviyesinde olup bir hafta sonraki kontrolde iyileşme oranı yüzde 98’e ulaşıyor. Manevra sonrasında da genellikle baş dönmesine yönelik ilaç kullanma tercih edilmiyor. Hastanın manevra sonrasında başının hafif yükseltilmesi, hastalık belirlenen tarafa dönerek bir hafta yatılmaması da önemli.
MİGRENE BAĞLI BAŞ DÖNMESİ
Bu gruba giren hastaların pek çoğunda çok uzun süreler standart ilacın verilmiş ve fayda sağlamamış olduğunu gördüklerini belirten Prof. Dr. Haluk Özkarakaş, “Tarafımızdan hastanın uygulayabilirliği düşünülerek hazırlanmış olan migrenliler için yemek listesi önerisi tedavide başarının artmasında katkı sağlamaktadır. Çeşitli ilaçları da ek olarak kullanmaktayız” diyor.
MENİERE HASTALIĞI
Vertigo beraberinde kulak uğultusu, çınlaması, kulakta basınç hissi ve işitme kaybı atakları ile belirginleşiyor. Ataklar tekrarladıkça işitme kaybı kalıcı hale dönüşüyor. Tıbbi tedavinin başarısız olması halinde kulak içi enjeksiyonlar ve nadir olarak da cerrahi tedavi yöntemleri uygulanıyor. Hastalığın erken teşhis edilmesi, yaşam konforu, işitmenin korunması ve işgücü kaybının önlenmesi açısından büyük önem taşıyor.
DENGE SİNİRİ İLTİHAPLANMASI
Nezle ve grip gibi viral enfeksiyonları takip eden ilk 10 günlük süreçte işitme kaybı olmaksızın görülen şiddetli baş dönmesi durumu. Genellikle yatırılarak tedavi gerektirse de ilk günler içinde belirgin yakınma azalması hissediliyor, takip eden haftalarda fiziksel egzersiz ve ileri teknolojik yöntemlerle fonksiyonel düzelme sağlanıyor.
İÇ KULAK KANALLARINDA AÇIKLIK OLMASI
Bu grup hastalar hızlı asansörlerde, ıkınma ile, yüksek gürültülü ortamda baş dönmesinden yakınıyor. Hastalığın erken tanısı büyük önem taşıyor zira hızlı işitme kaybı gelişebiliyor.
TIBBİ VE CERRAHİ TEDAVİ HIZLA GELİŞİYOR
Prof. Dr. Haluk Özkarakaş hasta öyküsünün çok detaylı kayıt altına alınmasının kritik önemde olduğunu belirterek “İleri tarihlerde gelişmelerin eklenmesi etkin izleme profilini de ortaya koyar. Kayıtların eksiksiz yapılması, tekrar tekrar dönüp bakılması, gözden kaçabilecek bulguların yakalanmasını sağlar. Aksi halde kayıtsız yöntem, gören hekimin bilgisi ve tecrübesine sınırlı olup meslektaşlar arasında danışma ve tartışma olanağından mahrum bırakır. Vertigoya neden olan hastalıkların tıbbi ve cerrahi tedavisi artarak devam etmektedir” diyor. ntvmsnc
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder