19 Şubat 2016 Cuma

Bu yılki grip virüsü çok inatçı çıktı

Son zamanlarda, “Ben hayatımda böyle inatçı grip görmedim, tam bitti derken yeniden başlıyor” cümlesini çok sayıda kişiden duymanız mümkün. Destek tedavileri, antigribal ilaçlar, bitkisel kürler derken biraz nefes aldıran grip, bir anda insanı yeniden yatağa düşürebiliyor.



Halk arasında domuz gribi olarak adlandırılan H1N1 ile son aylarda ülkemizde adından sıkça söz edilen H3N2, influenza virüsünün A tipi olarak tanımlanıyor. Her iki virüs de yakaladığını günlerce bırakmıyor, özellikle de H3N2 çok inatçı. Her ikisi de risk grubundakilerde ölüme neden olabiliyor, risk grubunda olmayanları ise adeta ‘paçavra’ya çeviriyor.

Ntv.com.tr'den Tülay Karabağ’ın haberine göre herkes domuz gribinden korkuyor. Ancak Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Zerrin Beykal, ‘daha tehlikeli’ diye nitelendirdiği H3N2 virüsüne ve onun yol açtığı ‘müzmin’ gribe dikkat çekiyor.

Son zamanlarda hastanelerin dolup taşmasına sebep olan ve ağır şekilde geçirilen H3N2 virüsünün çok inatçı olduğunu belirten Uzm. Dr. Beykal, ”Bu yıl karşılaştığımız çok inatçı bir grip. Halk arasında H1N1 virüsünden korkuluyor ama H3N2 virüsü daha tehlikeli. Çünkü daha uzun sürüyor, şikayetleri daha ağır geçiyor ve daha inatçı. Belirtileri bir aya kadar devam edebiliyor. Yani bu daha problemli bir virüs” dedi.

10 YILDA BİR GÖRÜLMESİ GEREKİYOR AMA MEVSİMSEL GRİP SINIFINDA

Grip virüsünün influenza A, B, C diye üç tipi olduğunu aktaran
Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aynur Topkaya da H1N1 ve H3N2 virüslerinin aslında 5-10 yılda bir görülmesi gerekirken artık mevsimsel grip halini aldığına vurgu yaptı: “İnfluenza B mevsimsel dediğimiz, yılda en az bir kere tekrarlayan virüstür. Ancak artık maalesef H1N1 mevsimsel gribe dönüştü. Normalde H1N1 her sene görülen bir grip türü değil, H3N2 de öyle. Bu iki virüs normalda 5-10 yılda bir pandemi dediğimiz kıtalararası salgınlara neden olur ancak bunlar bu yıllarda sık tekrarlıyor. İnfluenzanın C tip ise basit hastalıklar yapan bir virüstür.”

GRİP BAŞKA HASTALIKLARLA BİRLEŞİNCE TABLO KÖTÜLEŞİYOR 

Grip tedavisinin normalde bir hafta veya 10 günde tamamlandığını belirten, “Ancak bu sene daha fazla dinlenerek ve yatarak grip geçiren çok sayıda hasta oldu” diyen Prof. Topkaya, inatçı gribin altında başka hastalık etkenlerinin olabileceğine dikkat çekiyor: “Şu anda ortada gezen soğuk algınlığı virüsleri de var. Grip virüsü bu soğuk algınlığı virüsleri ile birleşince hastalık daha uzun sürüyor. Bir de altta yatan kronik sinüzit veya kronik farenjit gibi bir sorun varsa ve griple birleşirse hastalık halinin çok daha uzun sürmesine neden olabiliyor.”

H3N2 DAHA AĞIR ŞİKAYETLERE YOL AÇIYOR

Bu yıl ülkemizde H3N2 virüsünün, Avrupa ve Amerika’ya göre daha fazla görüldüğünü söyleyen Dr. Beykal, bu virüsün H1N1’e göre daha ağır belirtiler de verdiğini aktardı, “Daha çok geniz ve burun boşluklarına yerleşip bu bölgelerde yanma ve kazıntı hissi oluşturuyor” dedi.

Ayrıca H3N2 virüsü ile birlikte yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, titreme baş ağrısı, öksürük, göğüste sıkıntı ve aşırı derecede halsizlik şikayetleri görülebiliyor. Belirtilerin büyük kısmı 7-10 gün içinde düzelse de inatçı öksürük 1-2 aya kadar devam edebiliyor.

KEMİK SUYU İÇİN, BOL C VİTAMİNİ ALIN

Ağır geçirilen gribin risk grupları dışında, hayatı tehdit etmeyen bir virüs olduğuna değinen Dr. Beykal, grip hastalığının özel bir tedavisi bulunmadığını yineledi. Hastalık başladığı anda ateş takibi yapmak ve doktora gitmek gerektiğini vurgulayan Beykal, bol ılık ve sıvı gıdalar, özellikle kemik suyu, C vitamini alımı, istirahat, ateş düşürücüler gibi destek tedavilerin rahatlama sağladığını hatırlattı, korunma önlemlerine bir kez daha vurgu yaptı:

“Grip salgınları sırasında kişilerle yakın temastan kaçınılmalı. Özellikle bir metreden yakında bulaşma oluyor. Bu nedenle grip olanların topluluklardan uzak durmalarını, hapşırık ve öksürük sırasında mendille ağızlarını kapatmalarını ve ellerini sık sık yıkamalarını öneriyoruz."

KAPALI ORTAMLARI SIK SIK HAVALANDIRIN

Ayrıca eve gelindiğinde üstteki kıyafetlerin çıkartılıp havalandırılması ve kapalı ortamların sık sık havalandırılması gerekiyor. Düzenli egzersiz yapmanın ve vücut direncini artıracak yiyeceklerle beslenmenin, gripten korunmada önemli rol oynadığı unutulmamalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder