Doç. Dr. Aylin İlden Koçkar, son günlerin önemli gündem maddelerinden biri olan çocuk istismarına karşı, ailelere önemli uyarılarda bulundu.
ŞİDDET BİR DÖNGÜ
Çocukluğunda istismara uğrayan kişilerin, ileriki yaşlarda, şiddete ve istismara yatkın kişiler. Şiddet bir döngü. Çocuk istismarının fiziksel, duygusal ve cinsel şiddet alanları var. Fiziksel istismar, dayak yemesi, tokat atılması gibi duygusal istismar, çocuğa hakaret edilmesi, eksikleri veya zorlandığı alanlarla dalga geçilmesi olabilir. Duygusal ihtiyaçlarını karşılayamamak, çocukla oyun oynamamak, sevildiğini hissetmemesi çocuğun ihmal edilmesi anlamına gelir. Cinsel istismar ise çocuğun cinsel içerikli konularda kullanılması. İllaki fiziksel temas olmasına gerek yok. Çocuğa pornografik görüntüler izlettirmek de, erişkinin cinsel içerikli davranışta bulunurken bunu çocuğa seyrettirmesi de cinsel bir istismar.
ANNE BABALARIN GÖREVİ BÜYÜK
Çocuğun cinsel istismarı, aile tarafından çok sevilen, ailenin güvendiği kişiler tarafından yapılıyor. Çocuk istismara uğradığında bütün dünyası başına yıkılıyor. Anne ve babanın, çocukla öncesinde olumlu, yakın ve sevgi dolu bir ilişki var ise çocuk anne ve babasına açılmakta zorlanmıyor. Ancak çocuk ebeveynlerinden korkuyorsa ve onlarla yakın ilişkisi yoksa paylaşmaktan korkuyor çünkü başına daha büyük felaketler geleceğini düşünüyor.
İYİ SIR KÖTÜ SIR ÖĞRETİLMELİ
Çocuğu istismar eden kişinin, çocuğa bunun bir sır olduğunu hiçbir şekilde paylaşılmaması gerektiğini söyler. Bu çocukta sanki aralarında gizli bir ilişki varmış duygusunu yaratır. Anne ve babaların, çocuğun gittiği yeri, ne yaptığını ve gününün nasıl geçirdiğini takip etmesi gerekir. O zaman çocuğun davranışlarındaki değişiklileri, okul başarısındaki düşmeyi, iştahsızlığı, keyifsizliği anlayıp yorumlayabilirler. Çocuğa, sırların nasıl bir şey olduğunun öğretilmesi gerekir. ‘Akşam baban eve gelecek, pasta yapalım gelince keseriz’ bu iyi sır. Çocuğun rahatsız olduğu durumlarda ‘bunu hiç kimseye söyleme’ denmesi ise kötü sır. Çocuğa bu tür durumlardan korunmayı öğretmek gerekir. Çocuk bunu yaşadığında kendini koruyup, sevdiği ve güvendiği yetişkinle paylaşmalı.
AİLE ÇOCUĞU DİNLEMELİ
Anne ve babanın çocuğa yaklaşımı her zaman olumlu ve dinleyerek olmalı. Çocuk, ebeveyne istismara uğradığını anlattığında bunu yapanı da suçlamamaları gerekir. Çünkü çocuk o kişiyi de korumaya almaya çalışır, o kişi örneğin çok sevdiği dayısı olabilir, bu noktada çocuk onu korumak için saklama hissi duymamalı. Böyle bir şey olduğunda sen ne hissettin veya bak buranda morluk var, bu morluk hakkında konuşmak ister misin nasıl oldu bu?’ gibi sorularla çocuğa yaklaşmak gerekir. ‘Bu morluğu kim yaptı?’ öfkesiyle sorulursa çocuk çekinir ve korkar. Çocuğun açılmasına destekleyici sorular sormak önemli.
ERKEN TANI VE TEDAVİ HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Çocuğa ilk istismar tanısı konulduğunda tedavisinin bir çocuk ruh sağlığı uzmanı ile takibinin yapılması gerekiyor. İstismara uğramış çocuğun her durumda duygusal etkisi olur. Ne kadar erken tespit edilirse o kadar kolaylıkla sonuç alınır. İstismara uğramış çocukların yüzde 80’inde yetişkinlikte duygu durum bozukluğu meydana gelir. Anne babalar görevlerini yaparak çocuklarla ılımlı ve düzgün ilişkiler kurmalı özellikle oyun oynamalı.
(Kaynak:hürriyet.com.tr)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder