21 Kasım 2016 Pazartesi

Sedef hastalığının en önemli nedeni stres

Sosyal ve psikolojik sorunlara neden olan sedef hastalığının yaygın şekilde görüldüğünü belirten Dermatolog Doç. Dr. Türkoğlu, stresin sedef gelişiminde başrol oynadığını söyledi.


Kırmızı, kaşıntılı, pullanmalarla daha çok dirsek, diz ve saçlı deri tutulumuyla seyreden, daha çok erişkin yaşlarda gözlenen sedef hastalığı çocuklarda da görülebiliyor.

Stresin sedef hastalığının gelişmesinde çok önemli bir etken olduğuna dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Zafer Türkoğlu, "Stresin tetiklediği vücuttaki moleküller, deride sedefin moleküler sürecini uyarır ve biz de bu hastalığı yaygın olarak görmeye başlarız" dedi.

Sedef şikayetlerinin kişinin yaşam kalitesini düşüren, etkileyen nedenler arasında yer aldığını aktaran Türkoğlu, sedefte son yıllardaki çalışmalarla beraber medikal tedavilerde de ileri düzeyde gelişmeler görüldüğünü ifade ederek, hastalığın tedavisinin, topikal ve fototerapi yöntemlerinin yanı sıra, yeni edinilen biyolojik aşılarla da mümkün olduğunu, bunun da sorunu çözmede büyük katkı sağladığını kaydetti.

"STRES KONTROLÜ SEDEFTE BELİRGİN DÜZELME SAĞLIYOR"

Güncellenen yöntemlerin, yüzde 70-80'lere, hatta 90'lara kadar sedef hastalığında etkin tedavi sağladığını belirten Doç. Dr. Zafer Türkoğlu, sedefi tetikleyici etkenlerin en önemlilerinden birinin de enfeksiyonlar olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

"Özellikle boğaz enfeksiyonları önemli bir etkendir. Son yıllardaki çalışmalarla obezite, metabolik sendrom gibi faktörlerin hücresel bazda, sistemik bir inflamasyona sebep olarak hastalığı deride ve vücuttaki etkenleriyle aktive ettiği ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca hastaların kullandığı birtakım ilaçlar da sedef hastalığını tetikleyebilir. Sedefte stres başrolde olan bir etkendir. Stresin tetiklediği vücuttaki moleküller, deride bu hastalığın moleküler sürecini uyarır ve biz de bu hastalığı yaygın olarak görmeye başlarız. Tedavi sürecinde sedef hastalarından stresi bastırıp, yönetmesini istiyoruz."

Türkoğlu, stresi yönetmeleri için hastalara çeşitli egzersiz tavsiyelerinde bulunduklarını, yoga, yürüyüş gibi aktiviteleri önerdiklerini anlattı

"SEDEF BULAŞICI BİR HASTALIK DEĞİLDİR"

Türkoğlu, hastaların üçte birinde genetik etkenlerin saptandığını vurgulayarak, "Öyle ki hastaların anne ya da babalarından birinde hastalık olduğu zaman çocuklarında sorunun görülme ihtimali yüzde 25'lere ulaşır. dedi.

Sedefte çocuklarda da tutulum gözlenebildiğini, erişkinlerdeki tedavi yöntemlerinin bu grupta da uygulanabildiğini dile getiren Türkoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çocuklardaki tedaviler aynı erişkinlerde olduğu gibi yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Sedef hastalığında erken tanı çok önemlidir. Çünkü vücutta oluşan inflamasyon, yani hücre göçünün erken evrede saptanması, bu hücre göçünün diğer sistemik organlara etkisini azaltacaktır. Tedaviyle birlikte erken uygulanan başarılı tedaviler, ileride sedefin oluşturduğu zararlı etkileri ortadan kaldıracaktır. Sedef sadece deriyi tutan bir hastalık değildir. Sistemik tutulumla, vücutta kalp, kardiyovasküler, gastrointestinal sistem hastalıklarında artış gözlenebilmektedir. Ayrıca sedef hastalığı kesinlikle bulaşıcı değildir. Sadece genetik zemin çerçevesinde çevresel faktörlerin etkisiyle daha sonraki nesillere aktarılabilen bir hastalıktır." ntvmsnc

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder