Üreme Tıbbı ve Cerrahisi Genel Sekreteri Prof. Dr. Bülent Gülekli, korkulanın aksine bir grup hasta için hormon replasman ve östrojen replasman tedavilerinin yüzde 100 fayda sağladığını, bu hasta grubunu da hekimlerin belirlemesi gerektiğini söyledi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülekli, bir ilaç firmasının menopoz ve kalp krizi ilişkisi üzerine ABD'de yaptığı araştırma sonuçlarının bilim adamları tarafından yeterince tartışılmadan kamuoyuna sızdırıldığını ve yanlış algı sonucu hormon ve östrojen replasman tedavilerinden tamamen vazgeçildiğini aktardı.
Oysa menopozla ilgili tedavilerin tıbbın durağan bir bilim olmadığını kanıtlar nitelikte olduğunu ve bilim adamlarının da yenilikleri takip etmesi gerektiğini kaydeden Gülekli, şunları söyledi:
"1990'larda bir takım gözlemlerimize dayanarak hastalara menopoza girdikten sonra devamlı ilaç kullanmaları gerektiğini söylüyorduk. Bu hastaları yılda 1 kere takip etmek gerekiyor. Bir başka şey daha öğrendik menopoza girmiş kadınlara üzerinden yıllar geçmiş olsa da 'sizin kalbinizi koruyacağız' diye bir ilaç vermenin yararı yok, gördük koruyamıyoruz. Yeni menopoza girmiş kadının da kalbini krizden bir ilaçla koruyamayacağımızı öğrenmiş olduk. İlaç verdiğimizde bazı olumlu şeyler oluyor ama ilaç her şeyi iyileştiremiyor. Eskiden ilacın her derde deva olacağını söylüyorduk, cilt sarkmasına da kalp krizine de engel diyorduk ve hastalıktan koruduğunu düşünüyorduk. Şimdi böyle olmadığını öğrendik. Bazı durumlarda ilaç vermiyoruz ama bazı durumlarda veriyoruz."
Yumurtalıkların iki görevi olduğunu, bunlardan birinin neslin devamını sağlamak diğerinin ise östrojen hormonu ile kadını sağlıklı kılmak olduğunu dile getiren Gülekli, menopozda gerekli hallerde bu hormonu dışarıdan ilaçla verdiklerini anlattı.
Hormon replasman tedavisi ilaçlarının kansere neden olduğu gerekçesiyle Türkiye'de ve dünyada ilaçların bırakıldığını söyleyen Prof. Dr. Bülent Gülekli, şöyle devam etti:
"Ancak şimdi biliyoruz ki bir grup hastanın ilaçları kullanması gerekiyor. Bunlar, normal yaşında menopoza girmiş ve ciddi şikayeti olan hastalar. Diğer grup ise erken, yani üreme çağında yumurtalıkları erkenden iflas etmiş 20'li, 30'lu yaşlarındaki kadınlar. Onların da menopoz yaşına gelene kadar ilaçları kullanması gerekiyor. Ne kadar kullanacak? Bu sorunun henüz cevabı yok onu zaman gösterecek."
Yarar zarar hesabı
İlaç tedavisinin yararlı etkileri olduğunu, kemikleri ciddi ölçüde koruduğunu anlatan Gülekli, menopoz sonrası kemik kırığına bağlı ölümlerin, ilaca bağlı olarak oluşabilecek tromboembolik rahatsızlıklara oranla çok daha yüksek olduğunu belirtti.
Gülekli, hekimlerin hastalarını zarar vermeksizin tedavi etmesi ve çok sık görülen durumlara karşı koruyabilmesi gerektiğini söyledi.
Östrojen replasman tedavisinde sadece östrojen verildiğini ve rahmi alınmış kadınlara uygulandığını anlatan Gülekli, "Progesteron ise sadece rahmi korumak için veriliyor. Progesteronun meme kanseri riskinde 5 yıl sonunda artışa neden olabileceği görülüyor. Ancak yeni menopoza girmiş kadına her yıl düzenli kontrollerini yapmak şartıyla ilk 5 yıl ilaç vermek risk artışına neden olmuyor ama ileri yaşlarda başlarsanız o zaman risk artışı var" dedi.
Bir grup hasta için hormon replasman veya östrojen replasman tedavilerinin yüzde 100 fayda sağladığını dile getiren Bülent Gülekli, bu grubu hekimlerin belirlemesi gerektiğini ve düzenli kontroller yapılması gerektiğini anlattı.
Menopoz yaşı ve kilo değerlendirmesi
Sağlıklı yumurtanın tükenmesi anlamına gelen menopoz yaşının ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini, Ulusal Menopoz Osteoporoz Derneği verilerine göre Türkiye'deki menopoz yaşının ortalama 47-48 olduğunu ifade eden Bülent Gülekli, bu ortalamanın kliniğe gelen hastalardan elde edildiğini anlattı.
Tüm kadınların menopoz kliniklerine başvurmadığı için ortalama yaşın sağlıklı olarak belirlenemediğine dikkati çeken Prof. Dr. Gülekli, Türkiye'deki menopoz yaşının İngiltere gibi 51-52 olduğunu düşündüklerini, sosyo ekonomik düzey yükseldikçe menopoz yaşının da yükseldiğini bildirdi.
Tedavide kullanılan ilaçların kadınlara kilo aldırdığı yönündeki inanışın da yanlış olduğunu ifade eden Gülekli, kilo alımının yaşam biçimine bağlı olduğunu ifade etti.
Menopozdan geri dönüşün mümkün olmadığını, bu dönemde kadınların gebe kalamayacağını da belirten Prof. Dr. Bülent Gülekli, ancak yumurta bağışı ile gebe kalınabileceğini, bu yöntemin de Türkiye'de yasak olduğunu sözlerine ekledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder