Prof. Dr. Mehmet Murat İnal, aşının, rahim ağzı kanserine neden olan HPV enfeksiyonlarından koruduğunu belirtti.
9 yaşından itibaren yapılabilen rahim ağzı kanseri aşısını, ebeveynlerin kız çocuklarına gönül rahatlığıyla yaptırabileceğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Murat İnal, aşının erken yaşta yapılmasının önemini anlattı.
Rahim ağzı kanserlerinin tüm dünyada görülme oranının yüz binde 9′larda kabul edildiğini belirten Prof.Dr. İnal, “Türkiye’de ise 2008 yılına kadar Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı araştırmalarda bu oran yüz binde 5 olarak belirlendi” dedi.
Rahim ağzı kanserinde en önemli özelliğin geç tanı konulması ve sinsi seyretmesi olduğunu aktaran Prof. Dr. İnal, “Bu grup hastalarda en önemli kural, PAP smear (rahim ağzı tarama testi) örneğinin, cinsel aktif yaşama başlamış kadınlarda her yıl düzenli yapılmasıdır. Her ne kadar rahim ağzı kanserinin etkeni papilloma virüs (HPV) olarak kabul edilse de PAP smear’in düzenli yapılmaması kanser için ana risk faktörü olarak kabul ediliyor” diye konuştu.
AŞI, 9-45 YAŞ ARASI RAHATLIKLA KULLANILABİLİR
Prof. Dr. İnal sözlerini şöyle sürdürdü: “Kanserden koruyucu aşı demektense HPV enfeksiyonundan koruyucu aşı demek daha doğru olacaktır. 2 ve 4′lü aşı söz konusu. Ancak şu anda Kanada’da kullanıma giren 9′lu aşılar da mevcut. Aşı 9 yaşında çocuklardan başlayarak 45 yaş arasında rahatlıkla kullanılabiliyor. 108 ülke zorunlu aşı kapsamında. 118 ülke de rutin uygulamada. Biz de hastalarımıza kesinlikle öneriyoruz. Bunun mantığı şuradan kaynaklanıyor, aşının HPV virüsünün rahim ağzı kanserine en sık neden olan tip 16 ve 18′e karşılık olarak yüzde 99′un üzerinde koruma sağlaması.”
ERKEN YAŞ GRUBUNDA KULLANIMIN NEDENİ
Kız çocuklarında aşı yapılmasının şu ana kadar ispatlanmış risk veya komplikasyonunun söz konusu olmadığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. İnal, “Çünkü canlı aşı olarak kullanılmıyor. Erken yaş grubunda uygulanmasının sebebi hem çocuğun antikor üretiminin daha güçlü olabilmesi, hem de henüz virüsle hiç karşılaşmamış olması. Avustralya’da erkek çocuklar da zorunlu aşı kapsamına alınmış durumda. Çünkü erkek HPV’de vektör” dedi.
Aktrist Angelina Jolie’nin yaptırdığı mastektomi (memelerin alınması) ve histerektomi (rahmin alınması) ile gündeme gelen koruyucu operasyonlarla ilgili bilgiler de veren Prof. Dr. Mehmet Murat İnal, genetik yatkınlıkta BRCA1 ve BRCA2 genlerinin mutasyonunun söz konusu olduğunu, bu genlerin eş zamanlı diğer kanser türlerine de neden olabildiğine dikkat çekti.
RİSKİ AZALTSA DA TAMAMEN ORTADAN KALDIRMIYOR
Koruyucu olarak nitelendirilen operasyonların riski azaltsa da asla tamamen ortadan kaldırmadığını vurgulayan Prof. Dr. İnal, “Dolayısıyla ‘Cerrahi yaptırdım riskim sıfırlandı’ diye bir kavram asla söz konusu değil. Ameliyat riski ciddi anlamda azaltıyor, ama meme ve yumurtalık kanseri riskini azaltıyor. Diğer riskleri ne kadar azalttığı ispatlanmış değil” diye konuştu.
Kanser riskini ortadan kaldırmak için cerrahiye yönelmeden çok, takip ve erken tanının önemli olduğunu söyleyen Prof.Dr. İnal, “30 yaşından sonra her kadın meme takiplerini yapmalı, jinekolojik muayene yaptırmalı” dedi.
Antalya’da koruyucu ameliyat yaptığı bir hastası bulunduğunu sözlerine ekleyen Prof.Dr. İnal, “Hastanemizde çalışan bir kızımızda var. Bütün ailede BRCA genleri pozitif. Mastektomi ile memeleri aldık. Şu anda yakın takibini yapıyoruz. 35 yaş sonrası histerektomi denilen cerrahiyi yapacağız” diye konuştu. Sözcü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder