22 Kasım 2014 Cumartesi

'Doğumların yarıya yakını sezaryenle yapılıyor'

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'de doğumların yarıya yakınının sezaryenle yapıldığını açıkladı. İlk sezaryenin kadının sağlığını riske atacak şekilde gereksiz yere yapılmasını önlemede kararlı projelerin altyapılarını oluşturduklarını anlatan Müezzinoğlu, "Önümüzdeki yıl uygulamaya geçeceğiz." dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sağlık bakanlığı 2015 yılı bütçe görüşmeleri başladı. Görüşmeler kapsamında Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu sunum yaptı.
72 ilde 238 sağlık tesisinde 986 yatakla 'Anne Oteli' hizmeti sunduklarını belirten Müezzinoğlu, "Sağlık açısından mahcup olduğumuz dünya bilim çevrelerinde bizim başımızı öne eğen bir tablomuz sezaryende sosyal endikasyon risk oluşturuyor. Ülkemizde doğumların yarıya yakını sezaryenle yapılıyor ne yazık ki. Sezaryenle doğum sonraki doğumlarda sezaryen ihtiyacını artırıyor. İlk sezaryen kadının sağlığını riske atacak şekilde gereksiz yere yapılmasını önlemede kararlı projelerin altyapılarını oluşturduk. Önümüzdeki yıl uygulamaya geçeceğiz." diye konuştu.

Aile hekimi sayısının 2014 itibariyle 22 bin 497’ye ulaştığını vurgulayan Müezzinoğlu, "Aile hekimi başına düşen nüfusun 2017 yılına kadar 3 binin altına indirmeyi hedefliyoruz. Aile hekimliğinde yaşa özel periyodik muayeneleri geliştiriyoruz. Aile hekimliği hizmetlerinin aile hekimliği uzmanlarınca verilmesi için uzmanlık eğitimini teşvik ettik. Görüntüleme hizmetlerinin verilmesini yaygınlaştırdık. Aile hekimlerini diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimcisi gibi personel ile desteklemeye başladık. Birinci basamak sağlık tesislerini yeniliyoruz." şeklinde konuştu.

'TOPLUMUMUZUN ÜÇTE BİRİ OBEZ'

Obezite ile mücadele, diyabeti önleme, tütünle mücadele, kalp damar hastalıklarını önleme, solunum hastalıkları ve ruh sağlığı kontrol programlarını kamuoyu gündeminde tutmaya devam ettiklerini hatırlatan Müezzinoğlu, şunları söyledi: "Obezite ile mücadele programında toplumumuzn üçte biri normal kilolu, üçte biri fazla kilolu, üçte biri de obez. Burada en az yüzde 50 yarısını normal kilolu noktaya taşıyacak proje ve çalışma dinamiklerini bir kamuoyu bilinci ile başarabilme hedefimiz var. 2017 yılına kadar obez nüfusu yüzde 25’lere, fazla kilolu da yüzde 25’lere normal kiloluları da yüzde 50’lere taşırsak diyabet gibi,hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve KOAH gibi hastalıklarda çok daha kronik, hastalık yükü artan değil kontrol edilebilen, hatta başarabilirsek bu bizim mutluluğumuz, başarımız olur."

İçme ve kullanma sularının kontrolü kapsamında şebeke sularının coğrafi bilgi sistemi üzerinden etkin takibi ve risk haritalarının oluşturulması sürecini başlattıklarını kaydeden Müezzinoğlu, "Ambalajlı suların elektronik takip sistemi ile izlenmesini sağlıyoruz. Biyosidal ürünlerin elektronik takip sistemine başlıyoruz. Özellikle şebeke sularının kontrol takibi ve sorunlarını yerel yönetimlerle paylaşarak kamuoyuna açık noktaya taşımayı hedefliyoruz. Yerel yöneticilerimizin belirli bir süre içinde dinamiklerini ideal noktaya taşımalarını bundan sonra da bizim verilerimizin kamuoyu ile paylaşılacağını bilmelerini istiyoruz. Çünkü bizim için toplum sağlığı önemli." diye konuştu.

Organ bağışçı sayısını bir kampanyaya dönüştürerek toplumsal duyarlılığı artıran, öncülük yapan, kitleleri teşvik edici, örnek olucu noktaya hep birlikte duyarlılık gösterilmesi gerektiğine inandığını anlatan Müezzinoğlu, "TÜRKKÖK projesinde bir yol haritası belirlendi. Türk Kızılayı’na son üç ayda 11 bin kemik iliği bağışçısı bir taraftan kan bağışında bulunurken 11 bin kemik iliği bağışı da yapabilirim diyen insanımız oldu. Bu sayının hızla artacağını ümit ediyorum ve beklediğimiz katkıyı sağlayacak." dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder