4 Kasım 2014 Salı

Genç erkekler bu hastalığa dikkat!

Behçet hastalığının görülme sıklığının en yüksek olduğu bölgenin Türkiye olduğu ve her bin kişiden 1-4'ünde Behçet hastalığı olduğunun saptandığı belirtildi. Hastalık genç erkeklerde daha ağır seyrediyor.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim  Üyesi ve Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr.  İhsan Ertenli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Behçet hastalığının 1937 yılında  Hulusi Behçet tarafından tanımlanmış olan, nedeni bilinmeyen iltihaplı bir  hastalık olduğunu belirtti.

Hastalığın belirgin özelliklerinin ağız içi ve genital bölgede  tekrarlayan ülserler, ciltte kırmızı, ağrılı şişlikler, sivilceler ve gözde  kızarıklık ve bulanık görmeye yol açan atakları olduğunu ifade eden Ertenli,  hastalığın diğer organ sistemlerini de tutabileceğini, bunlar arasında eklem,  toplardamar ve atardamarlar, beyin ve bağırsak tutulumunun yer aldığını kaydetti.

Behçet hastalığının dünyada her yerde aynı sıklıkta görülmediğine  dikkati çeken Ertenli, şöyle devam etti:

''Hastalığın görülme sıklığının en yüksek olduğu bölge ülkemizdir ve  her bin kişiden 1-4'ünde Behçet hastalığı olduğu saptanmıştır. Akdeniz'in  doğusunda yer alan ülkelerde, Ortadoğu'da sık görülür. Bu bölgeden başlayarak,  Kore, Çin ve Japonya'ya kadar uzanan hat boyunca da Behçet hastalığının sık  görüldüğü bilinmektedir. Bu coğrafi dağılım, tarihi İpek Yolu üzerine denk  geldiği için, Behçet hastalığını İpek Yolu hastalığı olarak isimlendiren  araştırmacılar da vardır.

 Hastalığın dağılımındaki bu özelliğin iklim ya da bir başka coğrafi  nedenden daha çok, bu bölgede yaşayan insanlarda belirli doku grubu  antijenlerinin görülme sıklığı ile ilişkili olduğu düşünülmektedir''

 Genç erkeklerde daha ağır seyrediyor

 Hastalığın erkek ve kadınları benzer sıklıkta etkilediğini  ancak  hastalığın seyrinin erkeklerde belirgin olarak daha ağır olduğunu ifade eden  Ertenli, ''Genç yaşta, genellikle 20 ila 30 yaşları arasında başlar. Tekrarlayan  ağız yaraları en sık başlangıç bulgusudur. Hastalık bulguları yaşlanma ile sönme  eğilimindedir''dedi.

 Behçet hastalığının  özellikle hastalığı genç yaşta başlayan  erkeklerde ciddi seyretme potansiyeline sahip olduğuna işaret eden Ertenli,  kadınlarda genellikle kalıcı hasar oluşturmayan, tekrarlayıcı deri ve eklem  bulguları ile seyrederken genç erkeklerde göz ve damar tutulumu gelişme riskinin  yüksek olduğunu kaydetti.

 Göz tutulumu meydana getiriyor

 Hastaların yaklaşık yarısında oluşan göz tutulumunun en önemli  özürlülük nedeni olduğuna ve başta erkek hastalar olmak üzere yüzde  25 oranında  ciddi görme kaybı ile sonlanacağına dikkati çeken Ertenli, şöyle devam etti:

 ''Göz tutulumu Behçet hastalığının en önemli organ tutulumlarından  biridir. Hastalığın seyri boyunca hastaların yüzde  30-70'inde ortaya çıkar. Göz  tutulumu genellikle hastalığın ilk yıllarında görülür ve erkeklerde kadınlara  göre daha sıktır.

 Behçet Hastalığında göz tutulumu değişik şekillerde karşımıza çıkar.  Anterior ve posterior üveit, hipopiyonlu iridosiklit, retinal vaskülit temel göz  tutulum şekilleridir. Uzun dönemde tekrarlayan ataklar sonucu şineşiler, sekonder  glokom ve katarakt gelişimi görülebilir. Kalıcı görme kayıpları ve körlük  gelişebilir.''

 Atak tedavisinde, topikal tedavi olarak steroidli damlalar ve  midriatikler, gerekirse intraoküler steroid enjeksiyonlarıyla birlikte atağın  ağırlığına göre sistemik tedavi verilebileceğini belirten Ertenli, erken tanı ve  tedavinin hastalığın istenmeyen sonuçlarını önlemede çok önemli olduğunu  vurguladı. (milliyet)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder